8 Nisan 2010 Perşembe

Muğla

MUĞLA


Muğla ili, bir bütün olarak düşünüldüğünde, Türki¬ye'nin turist cenneti köşelerinden biridir. Turizmin buncaı.ha-reketliliği içinde, kaplıca, içme ve çamur banyolarından olu¬şan şifalı suları önemli yer tutar.

Muğla'daki sıcak ve soğuk su kaynaklarını incelemeye, en şirin ilçelerinden biri olan Milas'la başlayabiliriz:

Sepetçiler Ilıca ve İçmesi: Milas'ın 12 kilometre batı¬sında, Sepetçiler köyündeki bu ılıcanın suyu, tuzlu soğuk ma¬den suları grubuna dahil olup, bağırsaklarda müshil etkisi ya¬par. Banyo tedavisi; kalp-damar ve solunum yolları hastalık¬larına, romatizmaya iyi gelir.

Asın Gürün Ilıca ve İçmeleri: Sepetçiler Ilıcası'yla ay¬nı kimyasal ve tıbbi özelliklere sahip olan bu ılıca, Milas'ın 20 kilometre batısında, Güllük Körfezi sahilindeclir. Bağırsak

hastalıklarına iyi gelir.

Bahçeburun Maden Suyu: Milas'ın 10 kilometre kuze-yindedir. Şifa özellikleri yüksek olan bu suyun bileşiminde; sodyum klorür, bikarbonat, sülfat ve karbondioksit bulunur. Radyoaktivite oranı yüksektir. Mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarına, dolaşım yolu hastalıklarına ve beslenme bozukluklarına yararlı bir sudur.

Muğla'nın turizm merkezlerinden Marmaris'in ise, eski¬den şifalı içmeleriyle tanınan bir belde olduğu bilinmektedir. Marmaris İçmeleri'nin ünü çok yaygınmış ve bugünkü 'İç¬meler' yöresi ismini bu şifalı sulardan almış. Ne yazık ki, tu¬ristik tesislerin ve eğlence merkezlerinin engellenemeyen ya¬yılışı, bu ünlü içmelerin zaman içinde yok olmalarına neden olmuştur.

Gelenbe Kaplıca ve İçmeleri: Marmaris'in 7 kilomet¬re güneybatısındadır. 'Gölenye' adıyla da anılır. Aynı zaman¬da güzel bir plaja da sahip olan bu kaplıcalar, tuzlu soğuk maden suları grubuna dahil olup, suyu mide ve bağırsak ra¬hatsızlıklarına iyi gelir. Her türlü sosyal tesisi vardır. Turizm bölgesi olması nedeniyle konaklama sorunu yaşanmaz.

Hisarönü: Marmaris'e 23 kilometre uzaklıkta, her za¬man esintili ve nemsiz havası, saf ve temiz içme sularıyla as¬tım ve kalp rahatsızlığı çekenlere önerilebilecek sayılı yerler¬den biridir. Buranın tarihte kadın hastalıklarının tedavi edil¬diği önemli bir merkez olduğuna ve 'Pazarlık' adı verilen yö¬rede çok sayıda sağlık tesisinin bulunduğuna dair kayıtlar mevcuttur.

Muğla'nın Yatağan ilçesi ise, şifalı maden sularıyla ta¬nınmıştır. Hacıbayramlar Maden Suyu; tuzlu, sodalı ve kar-bondioksitli bir sudur. Sindirim ve dolaşım sistemi rahatsız¬lıklarına, solunum yolları hastalıklarına ve romatizmaya ya¬rarlıdır.

Aydın yolu üzerinde bulunan Kayırlı Maden Suyu ise, hormonal rahatsızlıkların giderilmesinde gençlik suyu olarak değerlendirilen ünlü bir sudur. Çevre il ve ilçelerden gelen çok sayıda ziyaretçisi vardır. İlin en çok rağbet gören suların¬dan biridir.

Bozöyük Kaplıcası da, Yatağan ilçesinin tanınmış şifa¬lı su kaynaklarındandır. 'Bözük Kaplıcası' diye de anılır. İlçe merkezinin 6 kilometre güneyinde, Bağyakası köyündedir. Dere yatağından çıkan kaynağın çevresi çam ağaçlarıyla kap¬lıdır.

Saf sodyum bikarbonatlı ılıca ve içmeler grubuna dahil¬dir. Bikarbonat, kalsiyum ve karbondioksit içeren suyunun temperatürü 37°C, radyoaktivitesi 1.64 eman, pH değeri 6.2'dir. Litresinde 4 gram total mineralizasyon bulunan, alka: lik, bikarbonatlı ve yüksek oranda karbondioksit içeren bir maden suyudur. 37°C'lik sıcaklığının sedatif etkisi, dış uygu¬lamalara olanak sağlar. Ancak bu suyun içme kürlerinde de¬ğerlendirilmesi daha uygun olur. Bir taraftan karaciğer ve saf¬ra kesesi üzerinde, diğer taraftan da mide ve duodenum üze¬rinde etkilidir. Mineralizasyonun yüksek oluşu göz önüne alındığında, yemeklerden önce içilmesi ve tedaviye küçük öl¬çeklerden (1/2-1 bardak) başlanması tavsiye edilir. Bu suyun etkisi, Fransızların ünlü Vichy suyuyla benzer özellikler gös¬terir. Metabolizma hastalıklarında ve bu arada diyabette, ka¬raciğerin bozulmuş fonksiyonel hallerinde, taşlı ya da taşsız kolesistitlerde, koleritik ve kolesistokinetik etkileriyle değer¬lendirilmesi gerekir. Midenin dispeptik sendromlarında, sindirimi kolaylaştırıcı özelliği nedeniyle rahatlıkla kullanıla¬bilir. Sindirim sistemi organlarının yetersiz çalışmasına bağlı olan bağırsak sendromlarında da asıl nedeni ortadan kaldıra¬rak etkin olur. İçme kürleriyle birlikte yapılacak dış uygul¬amalar, tedavinin etki derecesini daha da arttıracaktır.

Bu suyun en dikkate değer özelliği, içindeki serbest kar¬bondioksit gazıdır. Karbondioksit gazı, banyoya girenler üze¬rinde inci taneleri halinde vücudu kaplar ve suyun sıcaklığı¬nın 37°C olmasına rağmen, derideki reaksiyon çok şiddetli olur. Deri fazlasıyla kızarır. Banyo tedavisi; dolaşım sistemi ve kalp hastalıklarının, nevraljilerin ve kalp şikâyetleri bulu¬nan romatizmalıların tedavisinde büyük önem taşır. İçme te¬davisi sırasında; suyu kaynaktan çıktığı gibi içmek, hiposte-nik mide rahatsızlıklarında ve spazmdan ileri gelen ağrılarda çok faydalıdır. Suda klor katyonu bulunduğu için, içildiğinde

diüretik etki gösterir.

Bozöyük Kaplıcası'nın tedavi tesisleri; havuzlar ve sıra banyolardan oluşmuştur. Çevrede çok sayıda yardımcı tesis bulunur. Konaklama 100 civarındaki yatakla sınırlıdır. Ancak, birçok köy evinin pansiyon olarak kiraya verilmesiyle bu boş¬luk kapatılmaya çalışılmaktadır.

Gökova Doğal Maden Suyu Sodası: Bağyaka köyünde bulunan şifalı maden suyu kaynağı, 1994 yılından bu yana şi¬şelenip yurt çapında pazarlanmaktadır. Zengin mineral yapı¬sı, kolay içimi ve yukarıda sıralanan şifalı özellikleriyle Göko¬va Maden Suyu Sodası, bu konuda i?im yapmış sular arasın¬da sayılabilir.

Aynen Marmaris'te olduğu gibi, turizmin sayılı merkez¬lerinden biri haline getirilen Bodrum'da da, insan sağlığı üze¬rinde olumlu etki eden çok sayıda şifalı su kaynağı bulun¬maktadır. Örneğin; 18 kilometre uzaklıktaki Yalıkavak ve Aspat yörelerinin doğal su kaynakları ile Bağla Koyu İçme Suyu, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken, yerel halkın ise sürekli kullandığı, içimi hoş ve tatlı sulardır. Kaynakların civarı, aynı zamanda piknik alanı olarak düzenlenmiş olup, boş yer bulmak artık şansa kalmıştır.

Salmakis Doğal Kaynak Suyu ise, Bardakçı Koyu'nda-dır. Bu koy, çok eski dönemlerden beri içme suyunun kalite ve tanınmışlığmdan olsa gerek, suyun 'Bardak' adı verilen tahta testilerle taşınması nedeniyle, yöre halkı tarafından Bardakçı Koyu olarak isimlendirilmiştir.

Tavşanburnu Kaplıca ve İçmeleri: Bodrum'un doğu¬sunda, Tavşan Burnu yakınlarında, deniz kıyısında bulunan şifalı bir su kaynağıdır. Suyu, tuzlu soğuk maden suları kap¬samında değerlendirilmiştir. Banyo tedavisi; solunum yolları, kalp-damar ve romatizma hastalıklarına, içme tedavisi ise; mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarına iyi gelir.

Bodrum'un en ünlü şifalı su kaynağı, Karaada Güzellik Ilıcası'dır. 'Karaada Ilıcası' olarak da anılır. Bodrum limanının 5 kilometre güneyinde, Karaada'dadır.

Karaada Ilıcası, denizin hemen kıyısında yer alan bü¬yükçe bir mağaranın içindeki kayalardan kaynar. Çıkan su sa¬hilde bir havuz oluşturduktan sonra denize dökülür.

Günü birlik düzenlenen motor seferleriyle ulaşılan Ka¬raada, özellikle yabancı turistlerin ilgisini çeken bir adadır. 20 kilometreye varan çevre uzunluğu ve 10 kilometrekareyi bulan yüzölçümüyle, pek de küçük sayılmayacak ölçülerde¬dir.

Karaada Ilıcası'nın suyu, sodyum klorürlü maden suları grubunda incelenmiştir. Bileşiminde; sodyum klorür ile az miktarda florür, bromür ve karbondioksit vardır. Temperatü-rü 33°C, radyoaktivitesi 2.35 eman, pH değeri 6.38'dir. Debi¬si yüksektir. Banyo tedavisi; romatizma, eklem yapışıklıkları, nevrit, polinevrit ve poliomiyelit hastalıklarına iyi gelir.

Suyu, yüksek oranda tuzlu ve ılık bir sudur. Dış uygula¬malarda değerlendirilmesi uygun olur. Lokomotör sistemin hareket güçlüğü gösteren romatizmal sekellerinde, kırıklar¬da, kan oluşumunun geciktiği durumlarda, kronik iltihaplı hastalıklarda ve özellikle kronik jinekolojik iltihaplarda rezo-lutif etkinlik kazanır.

Karaada Güzellik Ilıcası; cilt hastalıklarına da iyi geldiği ve cildi güzelleştirdiği gerekçesiyle yabancı turistlerce çok il¬gi görmektedir. Buradaki çamurun, güzelliği ile ünlü Mısır Kraliçesi Kleopatra'ya gönderildiği söylencesine kapılan ziya¬retçiler, mağara içindeki çamuru güzelleşmek amacıyla yüz¬lerine ve vücutlarına sürmekte, daha sonra ılıca suyunda ban¬yo yapıp temizlenmektedirler.

Adada bulunan irili ufaklı Fok Mağaraları'nın bazıla¬rında rastlanılan sıcak suların da, aynı kaynaktan sızan sular olduğu, sıcaklıklarının Ege Denizi'nde sık sık meydana gelen depremlerin sonucunda 29-35°C arasında değiştiği tespit edilmiştir.

Karaada'da çok sayıda konaklama ve diğer yardımcı te¬sisler bulunsa da, özellikle yaz aylarında yoğunlaşan turizm hareketliliği bu konuda sıkıntı yaşanmasına neden olmakta¬dır.

Ünlü coğrafya bilgini Strabon; "Tanrı çok sevdiği kulla¬rını uzun ömür geçirsinler diye Datça Yarımadası'na gönde-



rir." demiştir. Bu öylesine söylenmiş yakıştırma bir söz değil¬dir. Yörede anlatılan bir öykü Strabon'u doğrulamaktadır:

"Günümüzden 4-5 yüz yıl kadar önce, İspanyol korsan¬lar Datça açıklarından geçerken gemideki cüzzamlı hastalar¬dan kurtulmaya karar vermişler ve yanaşıp Sarıliman Koyu'na bırakmışlar. Ölüme terk edilen cüzzamlılar Datça'nın bol ok¬sijenli havası ve şifalı kaynak sularıyla iyileşmişler, yaraları kapanmış. Emecik Dağı'nın eteklerine bir köy kurup burada yaşamaya başlamışlar ve bu toprakların, bu yurdun insanları olmuşlar..."

Datça Yarımadası'nın her bir köşesi, öykünün uydurma olmadığını kanıtlarcasına, kalıcı ya da gelip geçici insanlara sağlık ve zindelik dağıtmaya devam etmektedir.

Muğla'nın Bodrum ve Datça ilçelerinden sonra incelen¬mesi gereken ilçelerinden biri de Fethiye'dir. Fethiye; şifalı kaplıca ve içmeleriyle şöhret bulmuş şanslı ilçelerden biridir. Birbirinden değerli şifalı suları saymakla bitmez. Kadırak ve Turunçpınar İçmeleri, mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelen içmelerdir. Turunçpınar İçmesi'nin suyu, romatizma, siyatik ağrılarında ve yaraların hızla iyileştirilmesinde yarar¬lıdır. Girme Kaplıcası'nın da hormon tedavisinde etkili ol¬duğu söylenmektedir.

Belceğiz Kaplıca ve İçmeleri ise, Fethiye'nin 12 kilo¬metre doğusunda, Ovacık köyü yakınında ve deniz kıyısında-dır. Tuzlu soğuk maden suları grubuna dahil olan suyu, solu¬num yolları, kalp-damar ve romatizmal hastalıklara, siyatiğe, içme tedavisi ise; mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelir.

Kalemiye Kaplıca ve İçmesi: İlçe merkezinin 10 kilo¬metre kadar batısında, deniz kıyısındadır. 'Kalemye İçmesi' diye de anılır. Yörenin bütün diğer sularında olduğu gibi, bu kaynağın suları da tuzludur ve diğerleriyle aynı şifalı özellik¬lere sahiptir.

Gebeler Ilıcası: Fethiye'nin en ünlü şifalı su kaynağı¬dır. 30 kilometre uzaklıktaki Gebeler köyü sınırları içinde olup, sular 'İnönü' adıyla anılan bir tepenin eteğindeki üç ay¬rı mağaradan çıkar. Bu mağaralara, kısmen taş, kısmen tahta¬dan yapılmış merdivenlerle inilir. Mağaralar hidrojen sülfür kokar ve bu koku iç kısımlara doğru ilerledikçe daha da artar. Yöre halkı, mağaraların bilinmeyen derinliklerine giden bazı kişilerin kaybolduklarını söylerler. Yapılan tahminlere göre; bu kayboluşların zehirli gazların çok yoğun olmasından ileri

geldiği sanılmaktadır.

Sodyum klorürlü ve sülfatlı ılıca ve içmeler grubuna da¬hil olan Gebeler Ilıcası'nın suyu, klorür, sülfat, sodyum, kal¬siyum ve hidrojen sülfür içerir. Az miktarda bromür de bulu¬nur. Kaynakların temperatürü 35.5-36.5°C arasında değiş¬mektedir. Radyoaktiviteleri 13-16 eman, pH değerleri 7.53-

7.74 arasındadır.

Litrede toplam 3 gram mineral içeren, tuzlu, acı bikar-bonatlı, kalevi ve toprak kalevili karışık sulardır. Mineralizas-yonlarınm az olması, içildikten sonra vücuttan hızla geçme¬lerini sağlar. Bir taraftan mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi üzerinde çok hafif bir uyarıcı tesir yaparken, diğer ta¬raftan böbreklerden hızla geçmesinden dolayı diüretik etki gösterir. Bu iki yönlü etki, kişiden kişiye farklı olabilir. Isı kaybı önlendiği takdirde, dış uygulamalarda rahatlıkla kulla¬nılabilir.

Banyo tedavisi; her türlü romatizma türlerine özellikle kalbe dokunan Buyyo romatizmasına çok iyi gelir. Nevrit, po-linevrit ve deri hastalıklarında iyi sonuçlar alınır. İnsan teni¬ne yumuşaklık, güzellik ve zindelik verir. Dermatözlere, so¬lunum yolları hastalıklarına ve kadın hastalıklarına, egzema, gut gibi metabolizma bozukluklarına önerilmektedir.

İçme tedavisinde; duyulan ağır kükürt kokusu nedeniy¬le kürler pek cazip gelmemektedir. Suyun içindeki kükürtlü hidrojen, sudaki sülfatların redüksiyonu sonucu oluştuğun¬dan, bardakta biraz bekletildikten sonra içilmesi uygun olur. 3-4 bardak içildiğinde müshil etkisi görülür. Bağırsakların gö¬rev bozukluklarında önerilen bir sudur.

Gebeler Ilıcası'nda; üç adet genel tedavi havuzunun ya¬nı sıra, derinlikleri 3-5 metre civarında değişen yedi adet do¬ğal havuz bulunmaktadır.bölgenin aynı zamanda turistik bir belde olması, gerek yardımcı tesis, gerekse konaklama soru¬nunun yaşanmayacağının göstergesidir.

Fethiye'nin ünlü Ölüdeniz yöresinde yer alan Ölüdeniz İçmeleri de, daha önce sözünü ettiğimiz tuzlu soğuk maden sularıyla aynı kimyasal ve tıbbi özellikler gösterir. Yerli ve ya¬bancı turistlerin rağbet ettiği şifalı su kaynaklarındandır.

Ölüdeniz yöresinde bulunan sağlık tesislerinden biri de, Club Lykia World Sağlık Merkezi'dir. Burası, klasik bir turizm tesisinden ziyade, birçok yenilikleri Türkiye'ye ilk kez getiren modern bir tedavi merkezidir. Tam anlamıyla, doğal deniz suyuyla gerçekleştirilen bir talassoterapi merkezi ola¬rak hizmet vermektedir.

Sağlık Merkezi'nde; tıbbi muayene, hyperbaue-ozon te¬davisi, akupunktur, sigara bırakma tedavisi, fazla kilolardan arınma kürleri, masaj, yosunla tedavi kürleri, basınçlı havay¬la zayıflama ve sellülit tedavisi, her türlü cilt bakımı, peeling, leke ve akne tedavisi, vaporizing, maske, kolagen, lifting, do¬laşım bozukluğu, ödem tedavisi, ultra ses dalgalarıyla zayıf¬lama, afüzyon duşuyla masaj, iğneli ve jelli epilasyon, el ve ayak bakımı gibi birçok sağlık hizmeti modern ekipmanlar aracılığıyla sunulmaktadır. Deneyimli doktor, estetisyen, fiz¬yoterapist, masör, masöz, diyetisyen ve spor eğitmenleri, en gelişmiş teknikleri, doğal güzellik ve bakım ürünlerini de kul¬lanmak suretiyle, kişiye özel programlarda, bilimsel ölçütler içinde uygulamaktadırlar.

Fethiye ile Marmaris arasında, Köyceğiz kesimine doğru uzanan Ekincik civarında yer alan Günlük Ormanları, eşine az rastlanır doğal bir güzellik oluşturur. Burada bulunan ve benzerlerine sadece Kaliforniya'da tesadüf edilen 'Sığla ağaç¬larından birçok hastalığa iyi gelen bir yağ çıkarılmaktadır. Gerek ilaç, gerekse güzel kokusundan dolayı parfüm sanayin¬de kullanılan bu yağın asıl özelliği kokusunda olmayıp, içine katıldığı kokunun gücünü 10-20 kat artıtırmasındadır. Koku¬yu sabitleştiren ve yoğunlaştıran bir özelliği vardır.

Marmaris'e 2 kilometre uzaklıktaki 'Günnücek Piknik Yeri', günlük ağaçlarıyla süslü milli bir parktır. Bu güzel ko¬kulu ormanlarda dolaşmak çok zevkli ve aynı zamanda da sağlıklıdır. Yöre halkı, sığla yağını, cilt hastalıklarından tutun da solunum rahatsızlıklarına kadar birçok sorununa çare ola¬rak kullanmaktadır.

Muğla'nın Köyceğiz ilçesi de, şifalı sularıyla tanınmış il¬çelerdendir. Köyceğiz İçme ve Kaplıcaları başlığı altında toplanan bu kaynaklar, uygulanan yoğun kür programları, radyoaktiviteleri ve termal etkileriyle mucizeler yaratmakta¬dır. Kaplıcaların pek çoğu Sultaniye köyü hudutları içinde toplanmıştır. Köyceğiz Gölü'nün batı yakasında, Ölemez Dağı eteklerinde, 'Kapniç' denilen mevkide yer alan bu kaplıcalar, her biri birbirinden değerli şifalı su kaynaklarıdır.

Tıbbın babası sayılan Yunanlı Hippokrates; 'Havalar, Su¬lar ve Yöreler' adlı kitabında, kaplıcaların sağlığa olan fayda¬larını uzun uzun anlatmıştır. 'İnsan Ekolojisi' bilim dalının kurucularından sayılması gereken Hppokrates'a göre; bir yö¬renin havası, suyu ve toprağı, orada yaşayan insanların sağ¬lıklarını etkilemekle kalmayıp, karakter ve davranışlarını, dolayısıyla o yörenin tüm kültürünü de tayin eder. İşte, bu te¬mel kuralın en güzel gözlemlendiği yer, Köyceğiz Gölü'nün çevresinde birbirine yakın uzaklıklarda yer alan şifalı kay¬naklar ve bu kaynaklardan asırlar boyu yararlanagelen bu yö¬renin insanlarıdır.

Sultaniye Kaplıcaları: Bazı tarihçilere göre Sultaniye Kaplıcaları, M.Ö. 1000 yıllarında Kaunoslular tarafından işle¬tilmiştir. Kaplıcalar, daha sonra Bizanslılar zamanında yeni ilaveler yapılarak genişletilmiştir. Eski kalıntıları çevreye ya¬yılmış durumdadır. Bir kısmı ise gölün suları altında kalmış¬tır.

Sultaniye'nin şifalı sulan, içerik yönünden yurdumuzun en önemli suları arasında yer alır. 'Kapniç Girmesi' ya da 'Sul¬taniye Termal Turizm Merkezi' adıyla da anılan bu kaplıcalar üç ayrı kaynaktan oluşmuştur.

a) Büyük Hamam: Temperatürü 38-39°C olup, radyoak-

tivitesi çok yüksektir. (126 eman)

b) Kubbeli Hamam: Radyoaktivitesi 27 emandır.

c) Soğuk Kaynak: Temperatürü 31.5°C, radyoaktivitesi

37 emandır.

Sultaniye Kaplıcaları, bir bütün olarak, sodyum klorür-lü ılıca ve içmeler grubuna dahildir. Suyu, yöredeki diğer kay¬naklarla aynı bileşimi gösterir. Klorür, sodyum, hidrojen sül¬für ve bromürlüdür. Kaynakların bazılarında radon gazı ora¬nı yüksektir. Temperatürleri 31.5°C ile 41.9°C arasında deği¬şir. pH değerleri 6.40-6.74 arasındadır. Toplam debileri 42 İt/sn. olup, günde 10.000 kişinin banyo yapmasına yetecek kapasitededir.

Bu grup sular, yörenin diğer sularından, içlerindeki et¬kin unsurların fazlalığıyla ayrılmaktadır. Yüksek oranda tuz içermeleriyle dikkati çekerler. Litrede 18-30 gram arasında tuz içerirler. Şu halde, deniz suyuna yakın yoğunlukta olup, tuzlu sular sınıfına girmektedirler. İkinci dikkati çeken hu¬sus; her birinde bulunan yüksek orandaki hidrojen sülfürdür. 10 miligram civarında olan bu unsur, maden suyuna kükürt¬lü su karakterini de kazandırır. Diğer taraftan, bazı kaynak¬larda 30 emanın üstüne çıkan radyoaktif özelliği de dikkati çeken bir diğer husustur. Büyük Hamam kaynağının radyoak¬tivitesi 126 eman gibi çok yüksek bir değere ulaşmıştır. Sula¬rın sıcaklığı dış uygulamalara imkân verecek düzeydedir. Bunların bir kısmı 30-36°C, diğerleri ise 40°C'ye ulaşan sıcak¬lık derecelerine sahiptir.

Bütün bu saydığımız özelliklerin dış uygulamalarda olumlu etk 'eri görülür. Daha ziyade tuzluluğun ve kükürt unsurunun kronik iltihaplar üzerindeki etkisi dikkate alınma¬lıdır. Tuzlu suların rezolutif özelliği, kükürdün antienfeksi-yöz ve antienflamatuvar tesirini kuvvetlendirecektir. Ilımlı düzeyde bulunan termalite, antispazmodik ve sedatif etkisiy¬le değer kazanır. Dolayısıyla banyo tedavisi; romatizma, nev-rit ve poliyomiyelitlerde, kadın hastalıklarında, ruhsal yor¬gunluklarda çok yararlıdır.

içerdiği 12 çeşit mineral ile dünyada ikinci sırada yer alan Sultaniye Kaplıcaları; Köyceğiz'e 32 kilometre uzaklıkta olup, göl üzerinden veya denizden motorla ulaşmak da müm¬kündür.

Sultaniye İçmesi: Antik çağlardan bu yana şifa arayan¬ların uğrak yeri olan Sultaniye Kaplıcaları'um, ayrıca şifalı bir içmesi de vardır. İçmenin suyu, sodyum klorürlü ve sülfatlı sular grubuna dahil olup, temperatürü °2°C'dir.

İçme tedavisi sırasında; suda kü'türt kokusu bulundu¬ğundan, bardakta biraz bekletildikten sonra içilmesi uygun olur. Bağırsak, karaciğer ve safra yolları hastalıklarına öneri¬len bir sudur. Bileşiminde sülfat bulunması suya ayrı bir özellik kazandırır. Halk arasında 'Acı Su' diye bilinen bu tür sular, vücutta depolanmış yağları yakarak fazla kilolardan arındırır. Böbreklerin faaliyetini hızlandırarak vücuttan su ve tuzun bol miktarda boşalmasını temin eder. Ayrıca, karaciğer üzerine etki ederek kandaki zararlı partikülleri temizler.

Sultaniye Kaplıca ve içmeleri'nde; genel tedavi havuzla¬rı, sıra banyolar ve içme çeşmeleri bulunur. Belediye'ye ait prefabrik evlerde ve yakın çevrede çok sayıda bulunan pansi¬yonlarda konaklamak mümkündür. Turizm yöresi olması ne¬deniyle herhangi bir sorunun yaşanmadığı kaplıcalarda, yar¬dımcı ve sosyal tesisler yeterli düzeydedir.

Ali Rıza Çavuş Girmesi: Köyceğiz Gölü'nün batı kıyı¬sında, Kokargirme Kaplıcası'nırı yakınındadır. Kısaca 'Çavuş Ilıcası' diye de anılır. Sodyum klorürlü ve sülfatlı suyu, ayrı¬ca hidrojen sülfür, bromür ve florür içerir. 38-39°C arasında değişen sıcaklığının yanı sıra, yüksek oranda radyoaktiviteli-dir. (37.7 eman) pH değeri 6.5'dur. Litrede 28 gram total mi-neralizasyon gösteren suyunun debisi 8 İt/sn. olup, günde 1000 kişinin yararlanabilmesine yetecek seviyedir.

Romatizma, nevrit ve nevraljilere iyi gelen, kadın has¬talıkları üzerinde olumlu etkileri olan kaplıca, banyo tedavi¬lerinin yanı sıra, çok yakınında yer alan çamur banyolarıyla da tanınmıştır. Dalyan Çamur Banyoları adıyla da anılan bu banyolar çok ünlüdür. Güzellik çamuru, teni yumuşatarak kırışıklıkları ortadan kaldırdığı gibi, romatizma, siyatik ve belfıtığı gibi hastalıklara da iyi gelir. Yaz-kış sabit kalan ter-malitesi, yüksek kükürt ve radyoaktivite oranı ve en önemli¬si, Kleopatra'nm burada güzellik banyosu yaptığı söylencesi, Dalyan'ı özellikle yabancı turistlerin uğrak yeri haline getir¬miştir.

Çandır Köyü yakınlarında olup, 12 kilometre uzunlu¬ğundaki bir araziye yayılan bu banyolar, cildi güzelleştirmek¬le kalmayıp, içeriğindeki radon elementi sayesinde gençlik ve zindelik de vermektedir. Varis oluşumunu önlediği gibi, va¬risten kaynaklanan ağrı, yorgunluk, kramp ve sinirsel gergin¬likleri yok eder.

Kokargirme Kaplıcası: Sodyum klorürlü olan suyu yük¬sek radyoaktivitelidir. (21eman) Romatizma, solunum yolları ve kalp-damar hastalıklarına yararlıdır.

Velibey Kaplıcası: Aynı mevkide, Velibey Deresi'nin içindedir. Kokargirme ve Çavuş Ilıcaları'yla benzer özellikler gösterir. Radyoaktivitesi ve debisi biraz daha yüksektir. (20 İt/sn) Cilt ve kadın hastalıklarına tavsiye edilmektedir.

Kel Girme Kaplıcası: Ölemez Dağı eteklerinde, Dalyan köyü yakınlarındadır. Cilt hastalıklarına iyi gelen bir kaplıca¬dır.

Ölemez Kaplıcası: Köyceğiz'in ünlü Ölemez Dağı ete¬ğinde, göl kıyısındadır. Türkiye'nin radyoaktivitesi en yüksek kaplıcaları arasındadır. (98.8 eman) Temperatürü 40°C'dir. 'Gençlik Suyu' ya da 'Kudret Pınarı' diye ünlenmiştir. Suyu, mi¬de, bağırsak rahatsızlıklarına, romatizmal ve hormonal hasta¬lıklara iyi gelir. Özellikle yaşlıların hormon tedavisinde çok olumlu sonuçlar alınır.

Kaunos Şifalı Çamuru: Dalyan yöresinde, Kaunos ören yeri yakınlarındadır. Kükürtlü ve radyoaktiviteli çamur, sağlık ve güzelliğine önem veren yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.

Köyceğiz ilçesi, turizm açısından büyük hareketliliğin yaşandığı ender yörelerden biridir. Küçük pansiyon evlerin¬den tutun da, beş yıldızlı modern otellere, tatil köylerine ka¬dar tüm tesisler, bölgeyi ziyarete gelenlerin konaklama so-runlarını gidermeye çalışmaktadırlar. Ancak bunların arasın¬da, termal hizmet vermesiyle dikkati çeken bir otel vardır ki, o da Spa Hotel Thermemaris'tir.

Dalaman Havaalanı'na 6 kilometre uzaklıkta, Incebel mevkiindeki bir termal su kaynağının yanı başında yer alan dört yıldızlı bu tesis; sağlık ve güzellik dağıtmasıyla ün ka¬zanmıştır. Sıcak suyun hücre yenileyici, cilt rahatsızlığını gi¬derici, sellülit eritici özelliklerinden yararlanmak isteyenler, uzman estetisyenler ve terapistler aracılığıyla uygulanan kür¬ler sonunda bu amaçlarına ulaşırlar. Kürler arasında; vücudu rehabilite eden anti-stress kürü, eklem ve kemik rahatsızlık¬ları için fizyoterapi ve body-forming de bulunmaktadır. 70 odada 140 yatak ve 6 apart daireyle hizmet veren tesisin, bir bölümü göl ve deniz, diğer bölümü ise dağ manzaralıdır. Özel banyolar, sauna ve masaj gibi yardımcı ünitelerin de yer aldığı tesiste, sağlık, eğlence ve dinlencenin en güzelini yaşa mak mümkündür.

Muğla'nın birbirinden güzel tatil yörelerindeki şifalı su kaynaklarından yararlanmak ve bu arada konaklama olanak¬larını gözden geçirmek isteyenler, başta Muğla olmak üzere, Marmaris, Köyceğiz, Fethiye, Datça, Milas, Turgutreis, Bod¬rum ve Dalaman Havaalanı'nda bulunan Turizm Danışma Bü-roları'na başvurup istedikleri bilgiyi alabilirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder