9 Nisan 2010 Cuma

Düzce

DÜZCE


Ülkemizin en yeni ili olan Düzce ve bağlı ilçelerinde, Maden Teknik Arama Enstitüsü tarafından yapılan araştırma¬lar, yörenin gerek kaplıca ve gerekse maden suyu kaynaklan bakımından çok zengin olduğunu göstermiştir. Düzce'nin, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da ün yapmış şifalı su kaynaklarının başhcalan şunlardır:

Osmaniye

OSMANİYE


Adana'dan ayrıldıktan sonra, Çukurova yöresinin şifalı su kaynaklarının bir kısmını bünyesine dahil eden Osmaniye ilinde, çok sayıda kaplıca ve içme bulunur. Bu sular ilin he¬men hemen her köşesine yayılmış durumdadır.

Kokar Kaplıcası, Av hık Kaplıcası ve Anavarza İç¬mesi, Kadirli ilçesindedir. Kokar Kaplıcası, şifalı suyuyla yö¬re halkının ilgisini çeken önemli termal merkezlerimizden bi¬ridir. Avluk Kaplıcası ise, ilçeye bağlı Avluk beldesindedir.

Kilis

KİLİS


Kilis ilinde, söz edilebilecek değerde şifalı su kaynağı bulunmamaktadır.

Yine de bu konuda bilgi almak isteyenler, Kilis Turizm Danışma Bürosu'na müracaat edebilirler.

Karabük

KARABÜK


Batı Karadeniz Bölgesi'nin yeni illerinden Karabük, sı¬cak kaplıca ve 'içme' tabir edilen soğuk maden sularıyla ta¬nınmıştır. Temperatürleri oldukça düşük olan bu sular, bile-şimlefindeki birbirinden değerli maddelerin de katkılarıyla, hastalar için birer şifa kaynağı olmakta ve giderek artan bir yoğunlukta taleple karşılaşmaktadırlar.

Yalova

YALOVA


Yalova, Marmara Denizi kıyısında, doğal güzelliği ve tu¬ristik önemi haiz sahil şeridiyle, en çok ilgi çeken illerimiz arasında ilk sıralarda yer alır. Ancak asıl ününü, tarihi ve şi¬falı kaplıcalarıyla kazanmıştır. Bu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Bu ün, il merkezine 12 kilometre uzaklıkta, Gökçedere ve Üvezpınar köyleri arasında, ormanlık bir arazi¬de bulunan Yalova Kaplıcalarıma aittir.

Iğdır

İğdır ilinde, söz edilebilecek değerde şifalı su kaynağı bulunmamaktadır.


Yine de bu konuda bilgi almak isteyenler, İğdır Turizm Danışma Bürosu'na müracaat edebilirler.

Ardahan

ARDAHAN


Ardahan ili, şifalı su kaynakları bakımından zengin ille¬rimiz arasında sayılır. Ancak bu kaynaklar, sadece yöre halkı¬na hizmet vermenin ötesinde, yeterli tesisleri olmadığından yapılacak yeni yatırımlarla birer ekonomik değer olacakları günü sabırsızlıkla beklemektedirler.

Kaplıcalar ve içmeler, genellikle Çıldır ve Göle ilçelerin de toplanmıştır. Öncül Köyü Kaplıcası ile Deveboynu Kap Iıcası Çıldır ilçesinin, Koruvenk Kaplıcası ile Göle Kaplı cası ve Göle Maden Suyu Göle ilçesinin şifalı su kaynakları¬dır. Ur Köyü Maden Suyu ise, Merkez ilçe sınırları içinde yer alır.

Bartın

BARTIN


Batı Karadeniz Bölgesi'nin yeni illerinden Bartın'da, sı cak kaplıca sularından ziyade içme olarak kullanılan maden suyu kaynaklarına tesadüf edilir. Bunlar arasından Dereköy Maden Suyu en ünlüleri olarak dikkati çeker.

Bartın ilindeki şifalı su kaynakları hakkında bilgi almak isteyenler, Bartın Turizm Danışma Bürosu'na başvurabilirler.

Şırnak

ŞIRNAK


Şırnak ilinde, sayıca az olmasına karşın, nitelikli kaplı¬ca ve içmelerin bulunması dikkati çeker. Bunlar arasında en ünlüsü Zümrüt Kaplıcası'dır.

Zümrüt Kaplıcası; Beytüşşebap ilçesine 4 kilometre uzaklıkta, Ilıcak 'Hamam' köyü sınırları içindedir. 11 merkezi¬ne uzaklığı 110 kilometre kadardır.

Batman

BATMAN


Batman ilinde, söz edilebilecek değerde şifalı su kayna¬ğı bulunmamaktadır.

Yine de bu konuda bilgi almak isteyenler, Batman Tu¬rizm Danışma Bürosu'na müracaat edebilirler.

Kırıkkale

KIRIKKALE


Kırıkkale ilinde, söz edilebilecek değerde şifalı su kay¬nağı bulunmamaktadır.

Yine de bu konuda bilgi almak isteyenler, Kırıkkale Tu¬rizm Danışma Bürosu'na müracaat edebilirler.

Karaman

KARAMAN


Karaman ilinde, söz edilebilecek değerde sıcak su kay¬nağı bulunmamakla bir

yöre dikkati çeker.

Gürlük Pınarı: Taşkale beldesinin güneybatısında yer alan bu ünlü mesire yeri, hem doğal güzelliği, hem de nitelik¬li içme sularıyla tanınmıştır. Yapılan çalışmalar ve düzenle¬melerle turizme elverişli hale getirilmiş yörede her türlü sos¬yal tesisi bulmak mümkündür. Tespitler sonucu; Gürlük Pına¬n'ndaki havanın serin ve oksijen yönünden çok zengin oldu¬ğu, bu nedenle de, özellikle tansiyon hastalarının tedavisin¬de kullanılabileceği kanısına varılmıştır.

Konu hakkında bilgi almak, ulaşım ve konaklama ola¬naklarını öğrenmek isteyenler, Karaman Turizm Danışma Bü-rosu'na başvurabilirler.



Bayburt

BAYBURT


Gümüşhane'nin ilçesi durumunda iken il olan Bayburt, olağanüstü doğal güzelliklerin yanı sıra, çok sayıda maden suyu kaynağına da ev sahipliği yapmaktadır.

Sarayak Maden Suyu, Mucurnu Maden Suyu, Kop Maden Suyu, Bakır Maden Suyu gibi adlar altında şifa da¬ğıtan bu kaynakların hepsi, Merkez ilçe sınırları içindedir.

İldeki şifalı kaynaklardan yararlanmak isteyenler, Bay¬burt Turizm Danışma Bürosu'na müracaat ederek istedikleri bilgileri alabilirler.

Aksaray

AKSARAY


Anadolu'nun tam ortasında yer alan bu şirin ilimizde şi¬falı su kaynaklarının da bulunması, Kapadokya'nın giriş kapı¬sı sayılan Aksaray'ı önemli iller arasına sokmuştur. Bu kay¬naklardan bazıları, sağlık turizmine hizmet açısından önem¬li aşamalar kaydetmişlerse de, birçoğu sıranın kendilerine ge¬leceği günü sabırsızlıkla beklemektedir.

Aksaray'ın en ünlü sıcak su kaynağı, il merkezinin 30 kilometre kadar güneydoğusunda, Yaprakhisar'ın 1 kilometre güneyinde, Selime köyü civarında yer alan Ziga Kaplıcala¬radır.

8 Nisan 2010 Perşembe

Zonguldak

ZONGULDAK


Nitelik ve nicelik itibariyle kaplıca ve içmelerin pek faz¬la ön planda bulunmadığı Zonguldak ilimizde, mevcut şifalı kaynakların yeterince değerlendirildiklerine dair bir gözlem yapmak mümkün olamamıştır. Turizme elverişli birçok değe¬rin yer aldığı Zonguldak'ta, bu değerlere verilen önem ölçü¬sünde sağlık turizminin de hareketleneceğine ve arzu edilen düzeye ulaşacağına inanılmaktadır.

Yozgat

YOZGAT


Yozgat, kaplıcalarıyla ünlenmiş iller arasında ilk sıralar¬da yer alır. Yozgat kaplıcaları, gerek yurt içinden, gerekse yurtdışından çok sayıda ziyaretçiyi kendine çeker. Hemen he¬men bütün ilçelere dağılmış durumdadır.

Cavlak Kaplıcası: Boğazlıyan ilçesindedir. Özellikle pankreas hastalıklarına iyi gelen bir suyu vardır.

Karadikmen Kaplıcası: Akdağmadeni'ndedir. Bu ne¬denle 'Akdağmadeni Kaplıcası' diye de anılır. Suyu müshil et¬kisi gösterir.

VAN

VAN


Yer altı su kaynaklan bakımından oldukça zengin bir il olan Van'ın kaplıca ve maden suları çok ünlüdür. Kaplıcaları; genellikle romatizma, kadın ve deri hastalıklarına iyi gelen şifalı sulardan oluşmuştur. Maden suları ise, mide bağırsak, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıkları için yararlıdır.

Van'ın Saray ilçesinin Köşebaşı Maden Suyu, Özalp il¬çesinin Bolbülük Maden Suyu, Gürpınar ilçesinin Yoldüştü köyündeki Yoldüştü Köyü Maden Suyu ve Başkale ilçesinin Hozi Maden Suyu, Kanlıbudak Maden Suyu ile Zereni Kaplıcası, şifalı su kaynaklan arasında en tanınmışlardır.

Uşak

UŞAK


Uşak, Ege Bölgesi'nin diğer illerinde olduğu gibi, şifalı su kaynakları bakımından tanınmış ve zengin illerimizden bi¬ridir. Turizm açısından her olanağa sahip bulunması, konak¬lama ve ulaşım kolaylıkları, Uşak'ın dün-bugün-yarm sürecin¬de hakettiği konuma gelmesini sağlayan faktörlerdir.

Uşak'ın en önemli kaplıcaları, Afyon yolu üzerinde, Ba-naz ilçesine 7 kilometre uzaklıktaki Hamamboğazı Suları diye adlandırılan ve dört ayrı grubu besleyen kaynaklardır.

Şanlıurfa

ŞANLIURFA


Kayda değer yer altı kaynak sularının pek bulunmadığı Urfa ilinde, sadece Hîlvan ilçesinde tespit edilen küçük çap¬ta birkaç maden suyu kaynağı içme olarak kullanılmaktadır. Yöre halkının rağbet ettiği bu kaynaklar, ekonomik değeri ol¬mayacak derecede ufak kaynaklardır.

Direkli Şifalı Suları ise, Urfa-Merkez ilçededir. Aynı zamanda piknik ve ziyaret alanı olan bu bölge, şifalı sularıy¬la da tanınmaktadır. Sindirimi kolaylaştıran bu suların pek çok hastalığa deva olduğu söylenmektedir.

Urfa'nın şifalı suları hakkında bilgi edinmek ve konak¬lama olanakları öğrenmek isteyenler, Urfa Turizm Danışma Bürosu'na başvurabilirler.

Tunceli

TUNCELİ


Sıcak ve şifalı sularıyla tanınan Tunceli ilinde, çok sayı¬da bulunan kaplıca ve içmelerden belli başlıları şunlardır:

Pülümür Maden Suyu ile Bozağa Kaplıcası, Pülümür ilçesindedir. ilçenin 10 kilometre güneydoğusunda yer alan Bozağa Kaplıcası'na, 'Karaderbent Kaplıcası da denir.

Trabzon

TRABZON


Trabzon, şifalı su kaynakları bakımından Türkiye'nin en zengin illeri arasında yer alır. Genelde sodyum ve kalsiyum bikarbonatlı, sülfat ve klorür içeren sulardır. Bazılarında kar¬bondioksit oranı yüksektir.

Her biri birbirinden değerli olan bu sular, hemen hemen bütün il sathına dağılmış durumdadır. Başlıcaları şunlardır:

Tokat

TOKAT


Tokat, sayıca az olmasına karşılık, üstün niteliklere sa¬hip kaplıca ve içmeleriyle tanınmıştır. Bu sular, yurtiçinden olduğu kadar yurt dışından da çok sayıda ziyaretçiyi kendine çeken değerli maden suyu kaynaklarıdır. Sırayla inceleyecek olursak:

Beşören İçmesi: Merkez ilçeye bağlı Beşören köyünde-dir. 'Beşören Maden Suyu' diye de anılır. Mide, karaciğer ve safra yollarına iyi gelen bir sudur. .

Tekirdağ

TEKİRDAĞ


Tekirdağ, diğer illerimize nazaran daha az sayıda ma¬den suyu kaynaklarına sahip bir ilimizdir. Mevcut bulunan bir iki kaynak, yöre halkı tarafından değerlendirilmekte, ziya¬retçilerine şifa kaynağı olmaya devam etmektedir.

Avşar İçmesi: Merkez ilçeye bağlı Barbaros bucağında-dır. Tuzlu soğuk maden suları kapsamında değerlendirilen suyu, solunum yolları, kalp-damar ve romatizmal hastalıklar için yararlıdır.

Sivas

SİVAS


Sivas'ta çok sayıda sıcak su kaynağı bulunmaktadır. Halk bunlara, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun bazı yörele¬rinde yaygın olduğu biçimde 'Çermik' adını vermiştir. Bu zen¬gin görünüm, Sivas ekonomisinin hem canlı kalmasını sağla¬makta, hem de toplumun büyük bir kesiminin yeni bir sektör¬le tanışmasına aracı olmaktadır. Sağlık turizmi, Sivas'ta, sadece yerli ziyaretçiye değil, yurtdışından gelen yabancı hastalara da hizmet verme yolunda olumlu adımlar atan bir sektör haline gelmiştir.

Sinop

SİNOP


Sinop ili, Karadeniz'e kıyısı bulunan diğer iller gibi, ma¬den suları bakımından zengin bir görünüm sergiler. Bu şifalı sular, genellikle Boyabat ve Gerze ilçelerinde toplanmış du¬rumdadır.

Boyabat ilçesinde; Acısu Maden Suyu ile Karaçayır Maden Suyu'ndan başka, şifalı bir su kaynağı olan Ilıca Kap¬lıcası dikkati çeker. 'Boyabat Kaplıcası' diye de bilinir. Hal¬kın rağbet ettiği yerlerdendir.

Acısu İçmesi ile Domuzdamı İçmesi ise, Gerze ilçe¬si n. d e d i r. Her iki su da, sindirim sistemiyle ilgili rahatsızlıkla¬rı gideren sulardır.

Siirt

SİİRT


Siirt, şifalı kaplıcalarıyla tanınmış bir ilimizdir. Ancak, konumu itibariyle bu kaplıcalardan gereğince yararlanmak mümkün olamamaktadır. Ulaşım ve konaklama sorunları da buna eklendiğinde, bu değerli kaplıcalar, sadece yöre halkına hizmet veren birer şifa kaynağı olmaktan öteye gidememek-tedir.

İlin en önemli doğal değerleri arasında yer alan Sağlar¬ca Kaplıcası, Siirt'in 15 kilometre kadar güneyinde, Dicle Nehri'nin önemli kollarından Botan Çayı'nın kenarında, Billu¬ris köyündedir. Bu nedenle 'Billuris Kaplıcası' diye de anılır.

Samsun

SAMSUN


Samsun, kaplıca ve içmeler bakımından zengin bir ili¬mizdir. İlin birçok ilçesinde çok sayıda şifalı su kaynağı bu¬lunmaktadır. Bunların bir kısmının ünü, gerek tarihte oynadı¬ğı rol ve gerekse şifalı özellikleriyle tüm ülkede yayılmış du¬rumdadır.

Darboğaz Maden Suyu Bafra, Çakaldere Maden Su¬yu ise Çarşamba ilçelerindedir. Her iki suyun ünü il sınırları dışına taşmış olup, komşu il ve ilçelerden çok sayıda hastayı bölgeye çekmektedir.

Sakarya

SAKARYA


Sakarya ili, sağlık turizmine olanak veren kaplıcalara, maden sularına ve doğal kaynak sularına sahip bir ilimizdir. Özellikle Geyve ve Akyazı ilçelerinde bulunan şifalı su kaynakları, sadece il dahilinde değil, yurt çapında da ün yap¬mış kaynaklardır.

Taraklı-Geyve yolu üzerinde yer alan Taraklı İçmeleri, mide rahatsızlıklarına, özellikle de pankreas hastalıklarına iyi gelir.

Rize

RİZE


Rize, Karadeniz'e kıyısı olan diğer komşu illerde oldu¬ğu gibi, şifalı su kaynakları bakımından zengin bir görünüm sergiler. Bu durumuyla da, sağlık turizminin gelişme göster¬me olasılığı yüksek iller arasında yer alır.

Rize'deki kaplıca ve içmeler, Merkez ilçe de dahil olmak üzere, tüm ilçelere yayılmış durumdadır. Beldeler arasındaki mesafelerin kısa olması, ulaşım ve konaklama açısından bü¬yük kolaylıklar sağlamaktadır.

Ordu

ORDU


Sağlık turizmine elverişli iller arasında Ordu ilini de saymak gerekir. Ordu, ilçelerine yayılmış şifalı sularıyla bü¬yük bir potansiyele sahip illerimizin başında gelir.

Gölköy Maden suyu, Meşealan Maden Suyu ve Çer¬mik Suyu, Gölköy ilçesindedir. Özellikle Çermik Suyu, kü¬kürtlü bir su kaynağıdır. Banyo tedavisi, romatizma ve cilt hastalıklarına iyi gelir. İçildiğinde ise, mide rahatsızlıklarını giderir.

Niğde

NİĞDE


Niğde ili, kaplıca ve içmeler açısından oldukça zengin sayılır. Her biri ilin ekonomik hayatına etki eden birer merkez durumundadır. Özellikle Çiftehan ve Kemerhisar'daki şifalı sular, yurdun dörtbir köşesinden gelen hastalarla dolup taş¬makta, ziyaretçilerine birer umut kapısı olmaya devam et¬mektedir.

Ulukışla ilçesine 22 kilometre uzaklıkta, Çiftehan buca¬ğında yer alan Çiftehan Kaplıcaları, Niğde'nin en öneml,i şi¬falı su kaynağıdır. Kaplıca alanının denizden 1020 metre yük¬seklikte olduğu bu bölge, tarihin çok eski dönemlerinden bu yana ününü korumuş ve tedavi olmak isteyenlerin istilasına uğramıştır.

Nevşehir

NEVŞEHİR


Nevşehir kenti ve bağlı ilçeleri, yerli ve yabancı turist¬lerin pek rağbet ettiği Kapadokya bölgesinde konuşlanmaları nedeniyle, yoğun bir turizm hareketliliğinin yaşandığı belde¬ler arasında ilk sıralarda yer alır. Yöre, doğal güzelliklerin ya¬nı sıra, din ve sağlık turizmini de etkileyen unsurların çokça bulunduğu yörelerden biridir.

Muş

MUŞ


Doğu Anadolu Bölgesi'nin küçük illerinden olan Muş, deprem bölgesi olması nedeniyle, şifalı sular bakımından ol¬dukça zengin bir görünüm sergiler. Maden suyu kaynakları bakımından bu kadar verimli olmasına rağmen, ulaşım ve ko¬naklama imkânlarının yetersizliği, bu sulardan gerektiği gbi yararlanılmasına engel teşkil eder.

Muğla

MUĞLA


Muğla ili, bir bütün olarak düşünüldüğünde, Türki¬ye'nin turist cenneti köşelerinden biridir. Turizmin buncaı.ha-reketliliği içinde, kaplıca, içme ve çamur banyolarından olu¬şan şifalı suları önemli yer tutar.

Muğla'daki sıcak ve soğuk su kaynaklarını incelemeye, en şirin ilçelerinden biri olan Milas'la başlayabiliriz:

Sepetçiler Ilıca ve İçmesi: Milas'ın 12 kilometre batı¬sında, Sepetçiler köyündeki bu ılıcanın suyu, tuzlu soğuk ma¬den suları grubuna dahil olup, bağırsaklarda müshil etkisi ya¬par. Banyo tedavisi; kalp-damar ve solunum yolları hastalık¬larına, romatizmaya iyi gelir.

Asın Gürün Ilıca ve İçmeleri: Sepetçiler Ilıcası'yla ay¬nı kimyasal ve tıbbi özelliklere sahip olan bu ılıca, Milas'ın 20 kilometre batısında, Güllük Körfezi sahilindeclir. Bağırsak

hastalıklarına iyi gelir.

Bahçeburun Maden Suyu: Milas'ın 10 kilometre kuze-yindedir. Şifa özellikleri yüksek olan bu suyun bileşiminde; sodyum klorür, bikarbonat, sülfat ve karbondioksit bulunur. Radyoaktivite oranı yüksektir. Mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarına, dolaşım yolu hastalıklarına ve beslenme bozukluklarına yararlı bir sudur.

Muğla'nın turizm merkezlerinden Marmaris'in ise, eski¬den şifalı içmeleriyle tanınan bir belde olduğu bilinmektedir. Marmaris İçmeleri'nin ünü çok yaygınmış ve bugünkü 'İç¬meler' yöresi ismini bu şifalı sulardan almış. Ne yazık ki, tu¬ristik tesislerin ve eğlence merkezlerinin engellenemeyen ya¬yılışı, bu ünlü içmelerin zaman içinde yok olmalarına neden olmuştur.

Gelenbe Kaplıca ve İçmeleri: Marmaris'in 7 kilomet¬re güneybatısındadır. 'Gölenye' adıyla da anılır. Aynı zaman¬da güzel bir plaja da sahip olan bu kaplıcalar, tuzlu soğuk maden suları grubuna dahil olup, suyu mide ve bağırsak ra¬hatsızlıklarına iyi gelir. Her türlü sosyal tesisi vardır. Turizm bölgesi olması nedeniyle konaklama sorunu yaşanmaz.

Hisarönü: Marmaris'e 23 kilometre uzaklıkta, her za¬man esintili ve nemsiz havası, saf ve temiz içme sularıyla as¬tım ve kalp rahatsızlığı çekenlere önerilebilecek sayılı yerler¬den biridir. Buranın tarihte kadın hastalıklarının tedavi edil¬diği önemli bir merkez olduğuna ve 'Pazarlık' adı verilen yö¬rede çok sayıda sağlık tesisinin bulunduğuna dair kayıtlar mevcuttur.

Muğla'nın Yatağan ilçesi ise, şifalı maden sularıyla ta¬nınmıştır. Hacıbayramlar Maden Suyu; tuzlu, sodalı ve kar-bondioksitli bir sudur. Sindirim ve dolaşım sistemi rahatsız¬lıklarına, solunum yolları hastalıklarına ve romatizmaya ya¬rarlıdır.

Aydın yolu üzerinde bulunan Kayırlı Maden Suyu ise, hormonal rahatsızlıkların giderilmesinde gençlik suyu olarak değerlendirilen ünlü bir sudur. Çevre il ve ilçelerden gelen çok sayıda ziyaretçisi vardır. İlin en çok rağbet gören suların¬dan biridir.

Bozöyük Kaplıcası da, Yatağan ilçesinin tanınmış şifa¬lı su kaynaklarındandır. 'Bözük Kaplıcası' diye de anılır. İlçe merkezinin 6 kilometre güneyinde, Bağyakası köyündedir. Dere yatağından çıkan kaynağın çevresi çam ağaçlarıyla kap¬lıdır.

Saf sodyum bikarbonatlı ılıca ve içmeler grubuna dahil¬dir. Bikarbonat, kalsiyum ve karbondioksit içeren suyunun temperatürü 37°C, radyoaktivitesi 1.64 eman, pH değeri 6.2'dir. Litresinde 4 gram total mineralizasyon bulunan, alka: lik, bikarbonatlı ve yüksek oranda karbondioksit içeren bir maden suyudur. 37°C'lik sıcaklığının sedatif etkisi, dış uygu¬lamalara olanak sağlar. Ancak bu suyun içme kürlerinde de¬ğerlendirilmesi daha uygun olur. Bir taraftan karaciğer ve saf¬ra kesesi üzerinde, diğer taraftan da mide ve duodenum üze¬rinde etkilidir. Mineralizasyonun yüksek oluşu göz önüne alındığında, yemeklerden önce içilmesi ve tedaviye küçük öl¬çeklerden (1/2-1 bardak) başlanması tavsiye edilir. Bu suyun etkisi, Fransızların ünlü Vichy suyuyla benzer özellikler gös¬terir. Metabolizma hastalıklarında ve bu arada diyabette, ka¬raciğerin bozulmuş fonksiyonel hallerinde, taşlı ya da taşsız kolesistitlerde, koleritik ve kolesistokinetik etkileriyle değer¬lendirilmesi gerekir. Midenin dispeptik sendromlarında, sindirimi kolaylaştırıcı özelliği nedeniyle rahatlıkla kullanıla¬bilir. Sindirim sistemi organlarının yetersiz çalışmasına bağlı olan bağırsak sendromlarında da asıl nedeni ortadan kaldıra¬rak etkin olur. İçme kürleriyle birlikte yapılacak dış uygul¬amalar, tedavinin etki derecesini daha da arttıracaktır.

Bu suyun en dikkate değer özelliği, içindeki serbest kar¬bondioksit gazıdır. Karbondioksit gazı, banyoya girenler üze¬rinde inci taneleri halinde vücudu kaplar ve suyun sıcaklığı¬nın 37°C olmasına rağmen, derideki reaksiyon çok şiddetli olur. Deri fazlasıyla kızarır. Banyo tedavisi; dolaşım sistemi ve kalp hastalıklarının, nevraljilerin ve kalp şikâyetleri bulu¬nan romatizmalıların tedavisinde büyük önem taşır. İçme te¬davisi sırasında; suyu kaynaktan çıktığı gibi içmek, hiposte-nik mide rahatsızlıklarında ve spazmdan ileri gelen ağrılarda çok faydalıdır. Suda klor katyonu bulunduğu için, içildiğinde

diüretik etki gösterir.

Bozöyük Kaplıcası'nın tedavi tesisleri; havuzlar ve sıra banyolardan oluşmuştur. Çevrede çok sayıda yardımcı tesis bulunur. Konaklama 100 civarındaki yatakla sınırlıdır. Ancak, birçok köy evinin pansiyon olarak kiraya verilmesiyle bu boş¬luk kapatılmaya çalışılmaktadır.

Gökova Doğal Maden Suyu Sodası: Bağyaka köyünde bulunan şifalı maden suyu kaynağı, 1994 yılından bu yana şi¬şelenip yurt çapında pazarlanmaktadır. Zengin mineral yapı¬sı, kolay içimi ve yukarıda sıralanan şifalı özellikleriyle Göko¬va Maden Suyu Sodası, bu konuda i?im yapmış sular arasın¬da sayılabilir.

Aynen Marmaris'te olduğu gibi, turizmin sayılı merkez¬lerinden biri haline getirilen Bodrum'da da, insan sağlığı üze¬rinde olumlu etki eden çok sayıda şifalı su kaynağı bulun¬maktadır. Örneğin; 18 kilometre uzaklıktaki Yalıkavak ve Aspat yörelerinin doğal su kaynakları ile Bağla Koyu İçme Suyu, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken, yerel halkın ise sürekli kullandığı, içimi hoş ve tatlı sulardır. Kaynakların civarı, aynı zamanda piknik alanı olarak düzenlenmiş olup, boş yer bulmak artık şansa kalmıştır.

Salmakis Doğal Kaynak Suyu ise, Bardakçı Koyu'nda-dır. Bu koy, çok eski dönemlerden beri içme suyunun kalite ve tanınmışlığmdan olsa gerek, suyun 'Bardak' adı verilen tahta testilerle taşınması nedeniyle, yöre halkı tarafından Bardakçı Koyu olarak isimlendirilmiştir.

Tavşanburnu Kaplıca ve İçmeleri: Bodrum'un doğu¬sunda, Tavşan Burnu yakınlarında, deniz kıyısında bulunan şifalı bir su kaynağıdır. Suyu, tuzlu soğuk maden suları kap¬samında değerlendirilmiştir. Banyo tedavisi; solunum yolları, kalp-damar ve romatizma hastalıklarına, içme tedavisi ise; mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarına iyi gelir.

Bodrum'un en ünlü şifalı su kaynağı, Karaada Güzellik Ilıcası'dır. 'Karaada Ilıcası' olarak da anılır. Bodrum limanının 5 kilometre güneyinde, Karaada'dadır.

Karaada Ilıcası, denizin hemen kıyısında yer alan bü¬yükçe bir mağaranın içindeki kayalardan kaynar. Çıkan su sa¬hilde bir havuz oluşturduktan sonra denize dökülür.

Günü birlik düzenlenen motor seferleriyle ulaşılan Ka¬raada, özellikle yabancı turistlerin ilgisini çeken bir adadır. 20 kilometreye varan çevre uzunluğu ve 10 kilometrekareyi bulan yüzölçümüyle, pek de küçük sayılmayacak ölçülerde¬dir.

Karaada Ilıcası'nın suyu, sodyum klorürlü maden suları grubunda incelenmiştir. Bileşiminde; sodyum klorür ile az miktarda florür, bromür ve karbondioksit vardır. Temperatü-rü 33°C, radyoaktivitesi 2.35 eman, pH değeri 6.38'dir. Debi¬si yüksektir. Banyo tedavisi; romatizma, eklem yapışıklıkları, nevrit, polinevrit ve poliomiyelit hastalıklarına iyi gelir.

Suyu, yüksek oranda tuzlu ve ılık bir sudur. Dış uygula¬malarda değerlendirilmesi uygun olur. Lokomotör sistemin hareket güçlüğü gösteren romatizmal sekellerinde, kırıklar¬da, kan oluşumunun geciktiği durumlarda, kronik iltihaplı hastalıklarda ve özellikle kronik jinekolojik iltihaplarda rezo-lutif etkinlik kazanır.

Karaada Güzellik Ilıcası; cilt hastalıklarına da iyi geldiği ve cildi güzelleştirdiği gerekçesiyle yabancı turistlerce çok il¬gi görmektedir. Buradaki çamurun, güzelliği ile ünlü Mısır Kraliçesi Kleopatra'ya gönderildiği söylencesine kapılan ziya¬retçiler, mağara içindeki çamuru güzelleşmek amacıyla yüz¬lerine ve vücutlarına sürmekte, daha sonra ılıca suyunda ban¬yo yapıp temizlenmektedirler.

Adada bulunan irili ufaklı Fok Mağaraları'nın bazıla¬rında rastlanılan sıcak suların da, aynı kaynaktan sızan sular olduğu, sıcaklıklarının Ege Denizi'nde sık sık meydana gelen depremlerin sonucunda 29-35°C arasında değiştiği tespit edilmiştir.

Karaada'da çok sayıda konaklama ve diğer yardımcı te¬sisler bulunsa da, özellikle yaz aylarında yoğunlaşan turizm hareketliliği bu konuda sıkıntı yaşanmasına neden olmakta¬dır.

Ünlü coğrafya bilgini Strabon; "Tanrı çok sevdiği kulla¬rını uzun ömür geçirsinler diye Datça Yarımadası'na gönde-



rir." demiştir. Bu öylesine söylenmiş yakıştırma bir söz değil¬dir. Yörede anlatılan bir öykü Strabon'u doğrulamaktadır:

"Günümüzden 4-5 yüz yıl kadar önce, İspanyol korsan¬lar Datça açıklarından geçerken gemideki cüzzamlı hastalar¬dan kurtulmaya karar vermişler ve yanaşıp Sarıliman Koyu'na bırakmışlar. Ölüme terk edilen cüzzamlılar Datça'nın bol ok¬sijenli havası ve şifalı kaynak sularıyla iyileşmişler, yaraları kapanmış. Emecik Dağı'nın eteklerine bir köy kurup burada yaşamaya başlamışlar ve bu toprakların, bu yurdun insanları olmuşlar..."

Datça Yarımadası'nın her bir köşesi, öykünün uydurma olmadığını kanıtlarcasına, kalıcı ya da gelip geçici insanlara sağlık ve zindelik dağıtmaya devam etmektedir.

Muğla'nın Bodrum ve Datça ilçelerinden sonra incelen¬mesi gereken ilçelerinden biri de Fethiye'dir. Fethiye; şifalı kaplıca ve içmeleriyle şöhret bulmuş şanslı ilçelerden biridir. Birbirinden değerli şifalı suları saymakla bitmez. Kadırak ve Turunçpınar İçmeleri, mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelen içmelerdir. Turunçpınar İçmesi'nin suyu, romatizma, siyatik ağrılarında ve yaraların hızla iyileştirilmesinde yarar¬lıdır. Girme Kaplıcası'nın da hormon tedavisinde etkili ol¬duğu söylenmektedir.

Belceğiz Kaplıca ve İçmeleri ise, Fethiye'nin 12 kilo¬metre doğusunda, Ovacık köyü yakınında ve deniz kıyısında-dır. Tuzlu soğuk maden suları grubuna dahil olan suyu, solu¬num yolları, kalp-damar ve romatizmal hastalıklara, siyatiğe, içme tedavisi ise; mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelir.

Kalemiye Kaplıca ve İçmesi: İlçe merkezinin 10 kilo¬metre kadar batısında, deniz kıyısındadır. 'Kalemye İçmesi' diye de anılır. Yörenin bütün diğer sularında olduğu gibi, bu kaynağın suları da tuzludur ve diğerleriyle aynı şifalı özellik¬lere sahiptir.

Gebeler Ilıcası: Fethiye'nin en ünlü şifalı su kaynağı¬dır. 30 kilometre uzaklıktaki Gebeler köyü sınırları içinde olup, sular 'İnönü' adıyla anılan bir tepenin eteğindeki üç ay¬rı mağaradan çıkar. Bu mağaralara, kısmen taş, kısmen tahta¬dan yapılmış merdivenlerle inilir. Mağaralar hidrojen sülfür kokar ve bu koku iç kısımlara doğru ilerledikçe daha da artar. Yöre halkı, mağaraların bilinmeyen derinliklerine giden bazı kişilerin kaybolduklarını söylerler. Yapılan tahminlere göre; bu kayboluşların zehirli gazların çok yoğun olmasından ileri

geldiği sanılmaktadır.

Sodyum klorürlü ve sülfatlı ılıca ve içmeler grubuna da¬hil olan Gebeler Ilıcası'nın suyu, klorür, sülfat, sodyum, kal¬siyum ve hidrojen sülfür içerir. Az miktarda bromür de bulu¬nur. Kaynakların temperatürü 35.5-36.5°C arasında değiş¬mektedir. Radyoaktiviteleri 13-16 eman, pH değerleri 7.53-

7.74 arasındadır.

Litrede toplam 3 gram mineral içeren, tuzlu, acı bikar-bonatlı, kalevi ve toprak kalevili karışık sulardır. Mineralizas-yonlarınm az olması, içildikten sonra vücuttan hızla geçme¬lerini sağlar. Bir taraftan mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi üzerinde çok hafif bir uyarıcı tesir yaparken, diğer ta¬raftan böbreklerden hızla geçmesinden dolayı diüretik etki gösterir. Bu iki yönlü etki, kişiden kişiye farklı olabilir. Isı kaybı önlendiği takdirde, dış uygulamalarda rahatlıkla kulla¬nılabilir.

Banyo tedavisi; her türlü romatizma türlerine özellikle kalbe dokunan Buyyo romatizmasına çok iyi gelir. Nevrit, po-linevrit ve deri hastalıklarında iyi sonuçlar alınır. İnsan teni¬ne yumuşaklık, güzellik ve zindelik verir. Dermatözlere, so¬lunum yolları hastalıklarına ve kadın hastalıklarına, egzema, gut gibi metabolizma bozukluklarına önerilmektedir.

İçme tedavisinde; duyulan ağır kükürt kokusu nedeniy¬le kürler pek cazip gelmemektedir. Suyun içindeki kükürtlü hidrojen, sudaki sülfatların redüksiyonu sonucu oluştuğun¬dan, bardakta biraz bekletildikten sonra içilmesi uygun olur. 3-4 bardak içildiğinde müshil etkisi görülür. Bağırsakların gö¬rev bozukluklarında önerilen bir sudur.

Gebeler Ilıcası'nda; üç adet genel tedavi havuzunun ya¬nı sıra, derinlikleri 3-5 metre civarında değişen yedi adet do¬ğal havuz bulunmaktadır.bölgenin aynı zamanda turistik bir belde olması, gerek yardımcı tesis, gerekse konaklama soru¬nunun yaşanmayacağının göstergesidir.

Fethiye'nin ünlü Ölüdeniz yöresinde yer alan Ölüdeniz İçmeleri de, daha önce sözünü ettiğimiz tuzlu soğuk maden sularıyla aynı kimyasal ve tıbbi özellikler gösterir. Yerli ve ya¬bancı turistlerin rağbet ettiği şifalı su kaynaklarındandır.

Ölüdeniz yöresinde bulunan sağlık tesislerinden biri de, Club Lykia World Sağlık Merkezi'dir. Burası, klasik bir turizm tesisinden ziyade, birçok yenilikleri Türkiye'ye ilk kez getiren modern bir tedavi merkezidir. Tam anlamıyla, doğal deniz suyuyla gerçekleştirilen bir talassoterapi merkezi ola¬rak hizmet vermektedir.

Sağlık Merkezi'nde; tıbbi muayene, hyperbaue-ozon te¬davisi, akupunktur, sigara bırakma tedavisi, fazla kilolardan arınma kürleri, masaj, yosunla tedavi kürleri, basınçlı havay¬la zayıflama ve sellülit tedavisi, her türlü cilt bakımı, peeling, leke ve akne tedavisi, vaporizing, maske, kolagen, lifting, do¬laşım bozukluğu, ödem tedavisi, ultra ses dalgalarıyla zayıf¬lama, afüzyon duşuyla masaj, iğneli ve jelli epilasyon, el ve ayak bakımı gibi birçok sağlık hizmeti modern ekipmanlar aracılığıyla sunulmaktadır. Deneyimli doktor, estetisyen, fiz¬yoterapist, masör, masöz, diyetisyen ve spor eğitmenleri, en gelişmiş teknikleri, doğal güzellik ve bakım ürünlerini de kul¬lanmak suretiyle, kişiye özel programlarda, bilimsel ölçütler içinde uygulamaktadırlar.

Fethiye ile Marmaris arasında, Köyceğiz kesimine doğru uzanan Ekincik civarında yer alan Günlük Ormanları, eşine az rastlanır doğal bir güzellik oluşturur. Burada bulunan ve benzerlerine sadece Kaliforniya'da tesadüf edilen 'Sığla ağaç¬larından birçok hastalığa iyi gelen bir yağ çıkarılmaktadır. Gerek ilaç, gerekse güzel kokusundan dolayı parfüm sanayin¬de kullanılan bu yağın asıl özelliği kokusunda olmayıp, içine katıldığı kokunun gücünü 10-20 kat artıtırmasındadır. Koku¬yu sabitleştiren ve yoğunlaştıran bir özelliği vardır.

Marmaris'e 2 kilometre uzaklıktaki 'Günnücek Piknik Yeri', günlük ağaçlarıyla süslü milli bir parktır. Bu güzel ko¬kulu ormanlarda dolaşmak çok zevkli ve aynı zamanda da sağlıklıdır. Yöre halkı, sığla yağını, cilt hastalıklarından tutun da solunum rahatsızlıklarına kadar birçok sorununa çare ola¬rak kullanmaktadır.

Muğla'nın Köyceğiz ilçesi de, şifalı sularıyla tanınmış il¬çelerdendir. Köyceğiz İçme ve Kaplıcaları başlığı altında toplanan bu kaynaklar, uygulanan yoğun kür programları, radyoaktiviteleri ve termal etkileriyle mucizeler yaratmakta¬dır. Kaplıcaların pek çoğu Sultaniye köyü hudutları içinde toplanmıştır. Köyceğiz Gölü'nün batı yakasında, Ölemez Dağı eteklerinde, 'Kapniç' denilen mevkide yer alan bu kaplıcalar, her biri birbirinden değerli şifalı su kaynaklarıdır.

Tıbbın babası sayılan Yunanlı Hippokrates; 'Havalar, Su¬lar ve Yöreler' adlı kitabında, kaplıcaların sağlığa olan fayda¬larını uzun uzun anlatmıştır. 'İnsan Ekolojisi' bilim dalının kurucularından sayılması gereken Hppokrates'a göre; bir yö¬renin havası, suyu ve toprağı, orada yaşayan insanların sağ¬lıklarını etkilemekle kalmayıp, karakter ve davranışlarını, dolayısıyla o yörenin tüm kültürünü de tayin eder. İşte, bu te¬mel kuralın en güzel gözlemlendiği yer, Köyceğiz Gölü'nün çevresinde birbirine yakın uzaklıklarda yer alan şifalı kay¬naklar ve bu kaynaklardan asırlar boyu yararlanagelen bu yö¬renin insanlarıdır.

Sultaniye Kaplıcaları: Bazı tarihçilere göre Sultaniye Kaplıcaları, M.Ö. 1000 yıllarında Kaunoslular tarafından işle¬tilmiştir. Kaplıcalar, daha sonra Bizanslılar zamanında yeni ilaveler yapılarak genişletilmiştir. Eski kalıntıları çevreye ya¬yılmış durumdadır. Bir kısmı ise gölün suları altında kalmış¬tır.

Sultaniye'nin şifalı sulan, içerik yönünden yurdumuzun en önemli suları arasında yer alır. 'Kapniç Girmesi' ya da 'Sul¬taniye Termal Turizm Merkezi' adıyla da anılan bu kaplıcalar üç ayrı kaynaktan oluşmuştur.

a) Büyük Hamam: Temperatürü 38-39°C olup, radyoak-

tivitesi çok yüksektir. (126 eman)

b) Kubbeli Hamam: Radyoaktivitesi 27 emandır.

c) Soğuk Kaynak: Temperatürü 31.5°C, radyoaktivitesi

37 emandır.

Sultaniye Kaplıcaları, bir bütün olarak, sodyum klorür-lü ılıca ve içmeler grubuna dahildir. Suyu, yöredeki diğer kay¬naklarla aynı bileşimi gösterir. Klorür, sodyum, hidrojen sül¬für ve bromürlüdür. Kaynakların bazılarında radon gazı ora¬nı yüksektir. Temperatürleri 31.5°C ile 41.9°C arasında deği¬şir. pH değerleri 6.40-6.74 arasındadır. Toplam debileri 42 İt/sn. olup, günde 10.000 kişinin banyo yapmasına yetecek kapasitededir.

Bu grup sular, yörenin diğer sularından, içlerindeki et¬kin unsurların fazlalığıyla ayrılmaktadır. Yüksek oranda tuz içermeleriyle dikkati çekerler. Litrede 18-30 gram arasında tuz içerirler. Şu halde, deniz suyuna yakın yoğunlukta olup, tuzlu sular sınıfına girmektedirler. İkinci dikkati çeken hu¬sus; her birinde bulunan yüksek orandaki hidrojen sülfürdür. 10 miligram civarında olan bu unsur, maden suyuna kükürt¬lü su karakterini de kazandırır. Diğer taraftan, bazı kaynak¬larda 30 emanın üstüne çıkan radyoaktif özelliği de dikkati çeken bir diğer husustur. Büyük Hamam kaynağının radyoak¬tivitesi 126 eman gibi çok yüksek bir değere ulaşmıştır. Sula¬rın sıcaklığı dış uygulamalara imkân verecek düzeydedir. Bunların bir kısmı 30-36°C, diğerleri ise 40°C'ye ulaşan sıcak¬lık derecelerine sahiptir.

Bütün bu saydığımız özelliklerin dış uygulamalarda olumlu etk 'eri görülür. Daha ziyade tuzluluğun ve kükürt unsurunun kronik iltihaplar üzerindeki etkisi dikkate alınma¬lıdır. Tuzlu suların rezolutif özelliği, kükürdün antienfeksi-yöz ve antienflamatuvar tesirini kuvvetlendirecektir. Ilımlı düzeyde bulunan termalite, antispazmodik ve sedatif etkisiy¬le değer kazanır. Dolayısıyla banyo tedavisi; romatizma, nev-rit ve poliyomiyelitlerde, kadın hastalıklarında, ruhsal yor¬gunluklarda çok yararlıdır.

içerdiği 12 çeşit mineral ile dünyada ikinci sırada yer alan Sultaniye Kaplıcaları; Köyceğiz'e 32 kilometre uzaklıkta olup, göl üzerinden veya denizden motorla ulaşmak da müm¬kündür.

Sultaniye İçmesi: Antik çağlardan bu yana şifa arayan¬ların uğrak yeri olan Sultaniye Kaplıcaları'um, ayrıca şifalı bir içmesi de vardır. İçmenin suyu, sodyum klorürlü ve sülfatlı sular grubuna dahil olup, temperatürü °2°C'dir.

İçme tedavisi sırasında; suda kü'türt kokusu bulundu¬ğundan, bardakta biraz bekletildikten sonra içilmesi uygun olur. Bağırsak, karaciğer ve safra yolları hastalıklarına öneri¬len bir sudur. Bileşiminde sülfat bulunması suya ayrı bir özellik kazandırır. Halk arasında 'Acı Su' diye bilinen bu tür sular, vücutta depolanmış yağları yakarak fazla kilolardan arındırır. Böbreklerin faaliyetini hızlandırarak vücuttan su ve tuzun bol miktarda boşalmasını temin eder. Ayrıca, karaciğer üzerine etki ederek kandaki zararlı partikülleri temizler.

Sultaniye Kaplıca ve içmeleri'nde; genel tedavi havuzla¬rı, sıra banyolar ve içme çeşmeleri bulunur. Belediye'ye ait prefabrik evlerde ve yakın çevrede çok sayıda bulunan pansi¬yonlarda konaklamak mümkündür. Turizm yöresi olması ne¬deniyle herhangi bir sorunun yaşanmadığı kaplıcalarda, yar¬dımcı ve sosyal tesisler yeterli düzeydedir.

Ali Rıza Çavuş Girmesi: Köyceğiz Gölü'nün batı kıyı¬sında, Kokargirme Kaplıcası'nırı yakınındadır. Kısaca 'Çavuş Ilıcası' diye de anılır. Sodyum klorürlü ve sülfatlı suyu, ayrı¬ca hidrojen sülfür, bromür ve florür içerir. 38-39°C arasında değişen sıcaklığının yanı sıra, yüksek oranda radyoaktiviteli-dir. (37.7 eman) pH değeri 6.5'dur. Litrede 28 gram total mi-neralizasyon gösteren suyunun debisi 8 İt/sn. olup, günde 1000 kişinin yararlanabilmesine yetecek seviyedir.

Romatizma, nevrit ve nevraljilere iyi gelen, kadın has¬talıkları üzerinde olumlu etkileri olan kaplıca, banyo tedavi¬lerinin yanı sıra, çok yakınında yer alan çamur banyolarıyla da tanınmıştır. Dalyan Çamur Banyoları adıyla da anılan bu banyolar çok ünlüdür. Güzellik çamuru, teni yumuşatarak kırışıklıkları ortadan kaldırdığı gibi, romatizma, siyatik ve belfıtığı gibi hastalıklara da iyi gelir. Yaz-kış sabit kalan ter-malitesi, yüksek kükürt ve radyoaktivite oranı ve en önemli¬si, Kleopatra'nm burada güzellik banyosu yaptığı söylencesi, Dalyan'ı özellikle yabancı turistlerin uğrak yeri haline getir¬miştir.

Çandır Köyü yakınlarında olup, 12 kilometre uzunlu¬ğundaki bir araziye yayılan bu banyolar, cildi güzelleştirmek¬le kalmayıp, içeriğindeki radon elementi sayesinde gençlik ve zindelik de vermektedir. Varis oluşumunu önlediği gibi, va¬risten kaynaklanan ağrı, yorgunluk, kramp ve sinirsel gergin¬likleri yok eder.

Kokargirme Kaplıcası: Sodyum klorürlü olan suyu yük¬sek radyoaktivitelidir. (21eman) Romatizma, solunum yolları ve kalp-damar hastalıklarına yararlıdır.

Velibey Kaplıcası: Aynı mevkide, Velibey Deresi'nin içindedir. Kokargirme ve Çavuş Ilıcaları'yla benzer özellikler gösterir. Radyoaktivitesi ve debisi biraz daha yüksektir. (20 İt/sn) Cilt ve kadın hastalıklarına tavsiye edilmektedir.

Kel Girme Kaplıcası: Ölemez Dağı eteklerinde, Dalyan köyü yakınlarındadır. Cilt hastalıklarına iyi gelen bir kaplıca¬dır.

Ölemez Kaplıcası: Köyceğiz'in ünlü Ölemez Dağı ete¬ğinde, göl kıyısındadır. Türkiye'nin radyoaktivitesi en yüksek kaplıcaları arasındadır. (98.8 eman) Temperatürü 40°C'dir. 'Gençlik Suyu' ya da 'Kudret Pınarı' diye ünlenmiştir. Suyu, mi¬de, bağırsak rahatsızlıklarına, romatizmal ve hormonal hasta¬lıklara iyi gelir. Özellikle yaşlıların hormon tedavisinde çok olumlu sonuçlar alınır.

Kaunos Şifalı Çamuru: Dalyan yöresinde, Kaunos ören yeri yakınlarındadır. Kükürtlü ve radyoaktiviteli çamur, sağlık ve güzelliğine önem veren yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.

Köyceğiz ilçesi, turizm açısından büyük hareketliliğin yaşandığı ender yörelerden biridir. Küçük pansiyon evlerin¬den tutun da, beş yıldızlı modern otellere, tatil köylerine ka¬dar tüm tesisler, bölgeyi ziyarete gelenlerin konaklama so-runlarını gidermeye çalışmaktadırlar. Ancak bunların arasın¬da, termal hizmet vermesiyle dikkati çeken bir otel vardır ki, o da Spa Hotel Thermemaris'tir.

Dalaman Havaalanı'na 6 kilometre uzaklıkta, Incebel mevkiindeki bir termal su kaynağının yanı başında yer alan dört yıldızlı bu tesis; sağlık ve güzellik dağıtmasıyla ün ka¬zanmıştır. Sıcak suyun hücre yenileyici, cilt rahatsızlığını gi¬derici, sellülit eritici özelliklerinden yararlanmak isteyenler, uzman estetisyenler ve terapistler aracılığıyla uygulanan kür¬ler sonunda bu amaçlarına ulaşırlar. Kürler arasında; vücudu rehabilite eden anti-stress kürü, eklem ve kemik rahatsızlık¬ları için fizyoterapi ve body-forming de bulunmaktadır. 70 odada 140 yatak ve 6 apart daireyle hizmet veren tesisin, bir bölümü göl ve deniz, diğer bölümü ise dağ manzaralıdır. Özel banyolar, sauna ve masaj gibi yardımcı ünitelerin de yer aldığı tesiste, sağlık, eğlence ve dinlencenin en güzelini yaşa mak mümkündür.

Muğla'nın birbirinden güzel tatil yörelerindeki şifalı su kaynaklarından yararlanmak ve bu arada konaklama olanak¬larını gözden geçirmek isteyenler, başta Muğla olmak üzere, Marmaris, Köyceğiz, Fethiye, Datça, Milas, Turgutreis, Bod¬rum ve Dalaman Havaalanı'nda bulunan Turizm Danışma Bü-roları'na başvurup istedikleri bilgiyi alabilirler.

Mardin

MARDİN


Mardin, şifalı su kaynaklan bakımından verimsiz bir bölge olmasına rağmen, gerek yöresel gerekse yurt çapında sağladığı ünle bu boşluğu doldurmaya çalışan Germiab Kap-lıcası'yla tanınmıştır.

Kaplıca, Mardin'in Midyat ilçesine bağlı Dargeçit belde¬sinin Germiab köyündedir. Dicle Nehri kenarındadır. Eski ka¬yıtlarda 'Gurm-i Ab' diye geçer. Bölgenin en önemli ve hatta tek şifalı su kaynağı olan bu kaplıcada, uzun yıllar kaptaj so¬runu yaşanmıştır. Dicle Nehri taştığı zaman, bu kaynakları da içine almakta ve sızıntı sorunuyla karşı karşıya kalınmakta¬dır. Oysaki, sezon boyunca onbinlerce kişinin uğrağı olan bu kaplıcalar, içerdikleri mineraller bakımından çok daha verim¬li şekilde işletilmeye lâyık olan kaplıcalardır.

Kahraman Maraş

KAHRAMANMARAŞ


Kahramanmaraş, doğal güzellikleri, tarihi zenginliği, sı¬cak ve şifalı sularıyla turizme kucak açmış kentlerimizden bi¬ridir. Kaplıca ve içmeleri, özellikle yaz aylarında yerli ve ya¬bancı turistleri cezbeden birer merkez durumundadır. Ancak bu tesislerin, günün ihtiyaçlarına yanıt verebilecek mükem¬meliyette kalabilmeleri için yatırım çalışmalarına aralıksız devam etme zorunluluğu vardır.

Manisa

MANİSA


Manisa ili, daha çok şifalı sularıyla ünlü bir ilimizdir. Yer altından fışkıran sıcak ve şifalı maden suları, bu ilimizi yurt çapında ilk sıralara taşımıştır. Mevcut kaplıcalarının bir¬çoğundan Lidyalılar, Romalılar ve Bizanslılar yararlanmışlar, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ise buna yeni ilaveler ya¬pılmıştır. Manisa'nın şifalı suları, içerdikleri madensel tuzlar ve tedavi ettikleri hastalıklara göre değerlendirildiklerinde, genellikle Ege-Bölgesi kaplıcalarının kimyasal özelliklerini ta¬şırlar ve aynı endikasyonları gösterirler. Tabii ki arada farklı sınıflandırmaya tabii olanları da vardır.

Malatya

MALATYA


Malatya, yurt çapında ünlü kaplıcaları bulunan, bu ba¬kımdan da turizm potansiyeline sahip bir ilimizdir. Ancak, il merkezinde olmasa bile, ilçeler bu potansiyele hitabedecek konaklama ve altyapı tesisleri açısından yetersiz kalmakta¬dır. Bu tesislerin yapımına el atıldığında, bölge, turizm mer¬kezi olmaya aday iller arasına katılacaktır.

Malatya'daki şifalı su kaynakları, hemen hemen tüm il¬çelere dağılmış durumdadır. Kuluncak Kaplıcası, Kuluncak ilçesinde, Harapşehir İçmesi, Doğanşehir ilçesinde, Tıpkı Ocağı ise, Hekimhan'ın Güzelyurt beldesindedir. Burası, ço¬cuğu olmayan ya da sürekli düşük yapan kadınların şifa ara¬dıkları bir yerdir.

Kütahya

KÜTAHYA


Kütahya, 5000 yıldır kullanıla gelen kaplıca ve içmele-riyle Türkiye'nin en önde gelen illeri arasında yer alır. Termal tedavi olanaklarının ilk kez topluma sunulduğu eski bir Ana¬dolu kentidir. Bu durum Kütahya'yı turizm yönünden daha şanslı bir konuma yükseltmiştir. Nitelik ve nicelik itibariyle zengin kaynaklara sahip Kütahya ilinde, temiz konaklama te¬sisleri ve modern tedavi merkezleri bulunmaktadır.

Kütahya'nın şifalı suları, il merkezinden başlamak üze¬re giderek yakın ilçelere doğru genişleyen bir seyir izler. En önemli sular; Merkez, Simav, Gediz, Emet ve Tavşanlı ilçele¬rinde toplanmıştır.

Konya

KONYA


En büyük ilçelerinden Karaman'ın ayrılıp il olmasına rağmen, bugün yine Türkiye'nin en fazla yüzölçümüne sahip iller sıralamasında birinci olan Konya, büyüklüğüne yakışır nitelikte şifalı su kaynaklarına sahip olmasıyla da tanınmış¬tır. Hemen her tarafına dağılmış kaplıca, içme, çamur banyo¬su, doğal kaynak suyu ve hatta mağaralarıyla, birçok ile kıs¬met olmayan bir görünüm sunar.

Kocaeli

KOCAELİ


Kocaeli, Türkiye ekonomisine yön veren çok sayıda sa¬nayi kuruluşuna ev sahipliği yapmasına rağmen, şifalı su kaynakları bakımından aynı verimliliği göstermez. İlin belli başlı şifa kaynakları şunlardır:

Yeniköy Ilıcası: 11 merkezine 15 kilometre uzaklıkta, Bahçecik beldesine bağlı Yeniköy'dedir. Sodalı soğuk maden suları sınıfına giren oligometalik bir sudur. Genelde içme ola¬rak kullanılan suyu, mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi hastalıkları üzerinde olumlu etki gösterir.

Kırşehir

KIRŞEHİR


Kırşehir, şifalı su kaynakları bakımından Türkiye'nin önde gelen illeri arasında sayılır. Kaplıca ve içmelerinin şöh¬reti, yurdun her tarafından gelen büyük bir kitleyi buraya çekmektedir. Kaynaklar, genellikle il merkezinde ve Çiçekda¬ğı ilçesinde toplanmış durumdadır.

Bulamaçtı Kaplıcası: Çiçekdağı ilçesinin 4 kilometre kuzeydoğusunda, Bulamaçlı köyündedir. Etiler döneminden bu yana işletildiği bilinen, en eski tarihe sahip kaplıcaları¬mızdan biridir.

Kırklareli

KIRKLARELİ


Şifalı su kaynakları bakımından Trakya bölgesinin ve¬rimsizliği, Edirne'de olduğu gibi, Kırklareli ilinde de kendini gösterir. Lüleburgaz ilçesindeki Kükürtlü Maden Suyu kay¬nağı, ilin tespit edilebilen en önemli şifalı su kaynağıdır.

Bu konuda bilgi edinmek isteyenler, Kırklareli Turizm Danışma Bürosu'na müracaaat edebilirler.

Kayseri

KAYSERİ


Kayseri, şifa özellikleri yüksek kaplıca ve içmeleriyle ta¬nınmış illerimizden biridir. Hemen yanıbaşında yer alan Erci-yes Dağı'nın sönmüş bir volkan olması arazinin jeolojik yapı¬sını ortaya koymakta, bu arazi özellikle Merkez ilçe ile 70 ki¬lometre kadar güneyindeki Yeşilhisar ilçesinde çok sayıda şi¬falı su kaynağına yataklık yapmaktadır. Bu kaynaklan sırasıy¬la inceleyecek olursak;

Bayramhacı Kaplıcası: Kayseri-Himmetdede beldesi¬ne bağlı Bayramhacı köyündedir. Köye 1.5 kilometre uzaklık¬ta, Avanos yolu üzerinde yer alır. Kaplıca alanının denizden

yüksekliği 990 metredir.

Kastamonu

KASTAMONU


Kastamonu, Merkez ve bağlı ilçelerine dağılmış olan çok sayıda şifalı su kaynağına sahip bir ilimizdir. Karadeniz Böl¬gesi kaynaklarının birçoğunda görüldüğü gibi, bu kaynaklar da sülfatlı 'acı' soğuk maden suları sınıfına dahil sulardır.

Hisarcık Maden Suyu ile Kurugeçe Acısuyu Devra kani ilçesinde, Sırakonak Maden Suyu Çatalzeytin'de, Ter-ca Maden Suyu Abana'da, Ilıca Köyü İçmesi ile Karaköy Maden Suyu Daday'dadır. Daday ilçesindeki temiz orman ha¬vasının insan sağlığı üzerine olumlu etkisini göz önüne alan ilgililer ilçe merkezine 5 kilometre uzaklıkta Ballıdağ Sana¬toryumumu hizmete açmışlardır. Sanatoryum, çam ormanla¬rının arasında olup, Türkiye'nin dörtbir köşesinden gelen tü-berkülozlu hastalara uzun yıllar şifa dağıtma görevini sürdürmüştür.

Kars

KARS


Kars ilinde, Maden Tetkik Arama Enstitüsü tarafından yapılan sondaj çalışmaları sırasında, Kağızman, Sarıkamış ve Akyaka ilçelerinde çok sayıda maden suyu kaynağı tespit edilmiştir. Şifalı özellikleriyle tanınan bu kaynakların çoğu soğuk gazlı sulardandır.

Kağızman ilçesindeki Aktaş Maden Suyu, Kızıltaş Ma¬den Suyu ve Kötek Maden Suyu'nun yanı sıra, yine Kötek beldesindeki Kötek Kaplıcası, şifalı su kaynaklarının başın¬da yer alır. Akyaka Maden Suyu ise Akyaka ilçesindedir. 'Akyaka Şifalı Suyu' diye de anılır. Romatizma ve böbrek has¬talıklarına iyi gelen bir sudur.

İzmir

İZMİR


Ege'nin incisi güzel İzmir, şifalı sularıyla Türkiye'nin en başta gelen illeri arasında yer alır. Gerek nicelik, gerekse ni¬telik bakımından birbirinden değerli kaplıca, içme ve çamur banyolarına, doğal kaynak sularına sahiptir. Bunlar, sadece birer şifa kaynağı olarak değil, aynı zamanda bölge ve ülke ekonomisine katkıda bulunan birer turizm merkezi olarak fa¬aliyet gösterirler.

İzmir, diğer bazı illerde olduğu gibi, hemen her ilçesin¬de birden fazla şifalı su kaynağına sahip ender illerimizden biridir. Başı çeken ilçeler arasında Dikili ilçesi yer alır.

İstanbul

İSTANBUL


İstanbul, her ne kadar güzel içimli kaynak sularıyla ün yapmış olsa da, tarihi içmeleriyle de şifa arayanların gönlün¬de taht kurmuş bir ilimizdir. Tuzla İçmeleri, Bizans döne¬minden bu yana İstanbul halkı tarafından kulanılan çok de¬ğerli şifalı su kaynaklarımızdan biridir.

Kaynak itibariyle aslında Kocaeli'nin Gebze ilçesi sınırları içinde bulunmasına rağmen, İstanbul'un banliyösü konumunda olması ve Pendik ilçesinin Tuzla beldesi hizmet¬lerinden yararlanması, onun İstanbul ili şifalı suları kapsa¬mında değerlendirilmesini gerektirmiştir. Tuzla'ya 7 kilomet¬re uzaklıkta, sakin, huzurlu ve doğal bir ortamda olup, bölge aynı zamanda bir mesire yeri olarak kullanılmaktadır.

İçel

İÇEL (MERSİN)


2003 yılında adı Mersin olarak değiştirilen İçel ilimiz, bağlı ilçeleriyle birlikte, kaplıcaları, içmeleri ve özellikle de şifa dağıtan kum ve mağaralarıyla ün yapmıştır. Doğal güzel¬liklere, tarihi ve turistik değerlere sahip bulunması, ilin öne¬mini daha da arttırmaktadır.

11 merkezinde şifalı bir su kaynağı bulunmamaktadır. Sadece, Merkez ilçeye bağlı Camili köyü yakınlarında bulu¬nan içmenin kükürt içeren bir suyu vardır. Camili Köyü Kü¬kürtlü Suyu diye anılan bu su, mevcut kalıntılardan anlaşıl¬dığına göre, Roma döneminden kalma bir hamam olan Moza-ikli Hamam'a kadar akıtılarak değerlendirilmiştir. Mersin-Ka-raduvar Mahallesi'nde yer alan bu antik hamamın boyutları ve yapım tarzı incelendiğinde, Camili köyü suyunun ne ölçü¬de değerli olduğu daha da anlaşılacaktır.

Isparta

İSPARTA


Göller Bölgesi'nde yer alan İsparta, çok sayıda içmeyi bünyesinde barındıran şirin bir ilimizdir. Bu içmeler sağlık turizmi yönünden değerlendirilip ön plana çıkarıldıklarında," bugünkü yerel konumlarının ulusal hale dönüşeceğine kesin gözüyle bakılabilir.

İsparta ilindeki şifalı sular bellibaşh birkaç ilçede top¬lanmıştır. Bunlar sırasıyla;

HAtay

HATAY


Hatay, kaplıca ve içme sayısı bakımından diğer illere nazaran ne kadar geri kalsa da, yine de kaliteli ve şifa değer¬leri yüksek önemli birkaç kaplıca ve içmeyi bünyesinde ba¬rındırmaktadır. Hatay kaplıcalarının en önemli özelliği ise, Türk vatandaşlarının yanı sıra, mevcut sınır kapılarından pa¬saport ya da pasavanla geçiş yapan Suriye vatandaşları tara¬fından da yoğun bir ilgiyle karşılanmış olmasıdır.

Bunlardan en önemlisi Reyhanlı Kaplıcası'dır. Reyhan¬lı ilçe merkezine 13 kilometre uzaklıktaki Hamam bucağının 4 kilometre güneydoğusuna düşer. Ağaçlarla kaplı kaplıca alanının deniz seviyesinden yüksekliği 120 metredir. Türki-ye-Suriye sınır güvenlik bölgesi içinde olduğundan jandarma denetimindedir. Bu nedenle, özellikle özel araçlarıyla gelen¬ler ancak izin almak koşuluyla kaplıca suyundan yararlanabi¬lirler.

Hakkari

HAKKÂRİ


Şırnak ilçesinin il olarak ayrılması nedeniyle; Uludere, Beytüşşebap gibi en önemli ilçelerini de kaybeden Hakkari, doğal olarak bazı şifalı su kaynaklarını da (Zümrüt ve Beste-meremi Kaplıcaları) Şırnak iline devretmek zorunda kalmış¬tır. Bugün için, gerek Hakkari il merkezinde, gerekse bağlı il¬çelerinde, adından söz edebileceğimiz herhangi bir kaplıca ve içme türü kaynak bulunmamaktadır.

Gümüşhane

GÜMÜŞHANE


Doğu Karadeniz Bölgesi'nin yemyeşil ormanlarla süslü yüksek dağları arasında yer alan Gümüşhane ilinde de, aynen komşu Giresun ilinde olduğu gibi, çok sayıda soğuk maden suyu 'içme' bulunmaktadır. Bunların hemen hepsi karbon asitli kaynaklardır ve 1 gramın üstünde serbest karbondiok¬sit içerirler. Madensel tuz oranlarının düşük olması, diüretik etki göstermelerine neden olur. Mide ağrılarına, safra yolları ve böbreklerin ufak taşlarına önerilir. İçerdikleri karbondiok¬sitin kana karışmasıyla uyarılan vücut hücrelerinin faaliyeti¬ni arttırırlar ve beslenme bozukluklarında çok yararlı olurlar. Bellibaşlıları Kelkit ve Şiran ilçelerinde toplanmıştır.

Giresun

GİRESUN


Kalsiyum ve sodyum bikarbonath maden sularıyla ta¬nınmış Karadeniz Bölgesi'nin bu şirin ilinde, çok sayıda içme bulunmakta ve hemen hemen hepsi benzer özellikler göster¬mektedir. Bol miktarda serbest karbondioksit içerirler. Ço¬ğunlukla soğuk içmelerdir.

Karaaslan Maden Suyu, Cüceköy Maden Suyu ve Ba-hanos Maden Suyu, Espiye ilçesindeki içmelerdir. Kufa Su¬yu İçmesi ise, Pontus döneminden bu yan kullanıla gelen şi¬falı bir sudur. Bu içmenin civarında, aynı dönemden kalkma bir kale ve bazı yıkıntılar vardır.

Gaziantep

GAZİANTEP


Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en önemli illerinden Gaziantep, şifalı su kaynakları bakımından diğer illere naza¬ran oldukça fakir sayılır. Yeterli düzeyde yararlanılamayan bu kaynaklar, genellikle ilçelere dağılmış durumdadır.

Göz Suyu ile Çerçili Suyu, İslahiye ilçesinin ünlü su¬larıdır. Akpıııar Suyu ise, Kilis yolu üzerinde mesirelik bir alandan kaynayan şifalı ve sıcak bir sudur. Yemek sonrası mi¬deyi rahatlatmak amacıyla içme olarak kullanılır. Bu sudan içenler, çok kısa bir süre sonra tekrar sofraya oturup yemeğe devam edebilirler.

Eskişehir

ESKİŞEHİR


Anadolu'nun en önemli kavşak noktalarından birinde bulunması ve çok sayıda şifalı su kaynağı ile modern konak¬lama tesislerine sahip olması, Eskişehir'i turizme elverişli il¬ler arasına sokmuştur. Eskişehir gerçekten birçok ilin sahip olamadığı kaplıca ve içme zengini bir ilimizdir. Mevcut kay¬nakların çevresinde modern tedavi tesisleri açılmaya başlan¬dığında, geleceğin yalnız büyük bir sanayi kenti değil, aynı zamanda önemli bir sağlık turizmi merkezi olacağı kesindir.

Erzurum

ERZURUM


Erzurum, kaplıca ve içmeleriyle sağlık turizmi için çok iyi bir potansiyel oluşturur. Her zaman gelişmeye ve yenilen¬meye açık olan bu potansiyel, ileride önemli bir gelir kayna¬ğı olmaya adaydır.

İldeki şifalı su kaynakları hemen hemen her ilçeye ya¬yılmış durumdadır. Gerek ülke çapında, gerekse yöresel ola¬rak hastalara şifa dağıtan bu sular, geneHikle bataklık kokusu veren bitümlü sulardır. Su hafif yeşilimtrak renkte olduğu halde, üstünde siyah renkli suya dönüşen köpükler toplanır. Karbondioksit çıkışından hasıl olan bu köpükler ilk anda ha¬fif terebentin kokusu verir. Daha sonra bu koku kaybolur ve yerine çürümüş ot-kök kokusu duyulur.

Erzincan

ERZİNCAN


Erzincan, görülmeye değer içme ve kaplıcalarıyla tu¬rizm yönünden hem gelişmekte, hem de bu özellikleri nede¬niyle bölge ve ülke turizmine katkıda bulunmaktadır. 11 dahi¬lindeki şifalı sular, Merkez, Kemah, Kemaliye ve Otlukbeli il¬çelerine dağılmış durumdadır. Bunlardan Erzincan Ilıcası ile Böğert Maden Suyu, ilin üzerinde durulması gereken en önemli şifa kaynaklarının başında yer alır.

Elazığ

ELAZIĞ


Elazığ, içme ve kaplıcalar bakımından zengin illerimiz-

den biridir. Özellikle kent merkezi yakınlarında yer alan bir

dizi maden suyu kaynağı, şifalı özellikleriyle birçok hastalığa

deva olmaktaysa da, Karakocan, Palu ve Sivrice ilçelerinde

bulunan şifalı sulardan yeterince yararlanıldığı söylenemez.

Kaplıcaların turist çeken nitelikleri de göz önüne alınacak

olursa, modern konaklama, rehberlik ve tanıtım hizmetleri-

nin yanı sıra, bu tesislerin şifa değerlerinin tam olarak tesbi-

ti ve bölge ekonomisine yapacakları katkıların belirlenmesi

gerekmektedir. ı

Edirne

EDİRNE


Tarihi ve turistik zenginliklerine karşın, şifalı maden suları bakımından fakir illerimiz arasında Edirne'yi de say¬mak gerekir. Kapıkule ve İpsala sınır kapılarıyla Türkiye'nin Avrupa'ya çıkış noktası olan bu güzel ilimizde, adından söz edebileceğimiz birkaç ufak kaynağın dışında şifalı su bulun¬mamaktadır. Bu sular;

Diyarbakır

DİYARBAKIR


Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük ve en önemli illerinden olan Diyarbakır, şifalı sular bakımından pek de zengin sayılmamaktadır. Yine de, Çermik ilçesinde bulunan tarihi hamam bu boşluğu doldurmakta ve bütün bir yıl bo¬yunca şifa arayan hastalarla dolup taşmaktadır.

Çermik Kaplıcası: Diyarbakır'a 94 kilometre uzaklık¬taki Çermik ilçesindedir. İlçenin 3 kilometre kadar doğusuna düşer. Denizden yüksekliği 600 metre olup, 'Çermik Hamamı' ya da ilk kez Selçuklular tarafından yapılıp işletildiğinden, yapımcısının anısına 'Belkıs Hatun Kaplıcaları' diye de anıl¬maktadır.

Denizli

DENİZLİ


Denizli'nin şifalı suları hakkında söylenecek pek bir şey yoktur. Yerleşim yerlerine yakın bölgelerde yer alan bu şifalı sular, Ege Bölgesi'nin turistik hareketliliğinin etkisi altında yoğun bir ilgiyle karşılanırlar. Denizli ilindeki kaplıca ve iç¬meler, gerçekten kent merkezlerine yakın yerlerde olup turiz¬min gelişmesini hızlandıracak özelliktedir. Özellikle Pamuk¬kale ve Karahayıt suları, yerli ve yabancı turistlerin sürekli il¬gisini çeker.

Sarayköy, ildeki şifalı su trafiğinin en yoğun yaşandığı ilçelerin başında gejir. ilçede, küçüklü büyüklü pek çok sayı¬da şifalı su kaynağı bulunmaktadır. Bunlar sırasıyla;

Çorum

ÇORUM


Çorum il merkeziyle ilçelerinde çok sayıda kaplıca ve içme bulunmasına rağmen, gerek ulaşım ve gerekse konakla¬ma gibi altyapı tesislerinin yetersiz oluşu, mevcut potansiye¬lin tam randımanla değerlendirilmesine olanak tanımamaktadır. Çorum'daki şifalı sulardan gereğince yararlanamaması konusunda, maden suları da payını almış durumdadır. Yine de, halkın yoğun olarak ziyaret ettiği şifalı su kaynakları az değildir. Bunlar sırasıyla;

Çankırı

ÇANKIRI


Çankırı, şifalı sular bakımından oldukça zengin bir ili¬mizdir. Bu sular, ağırlıklı olarak Kurşunlu ve Çerkeş ilçelerin¬de toplanmış olsa da, ilin hemen hemen her köşesinde şifalı kaplıca ve içmelere, insan sağlığına yararlı maden sularına rastlanmaktadır. Ancak, böylesine zengin ve verimli ortama rağmen, pek çoğundan yeteri kadar istifade edilememektedir.

Çankırı-Merkez ilçede bulunan İldızım İçmesi ve Ma¬den Suyu'na kısaca değindikten sonra, bünyesinde en çok kaynak barındıran Kurşunlu ilçesindeki suları sıralayacak olursak;

Çanakkale

ÇANAKKALE


Çanakkale, kaplıca ve içmeleriyle turizm potansiyeline sahip zengin illerimizden biridir. Son yıllarda bu potansiye¬lin değerlendirilmesi yönünde olumlu adımlar atılmış ve bu konuda yürütülen çalışmalara hız verilmiştir. II dahilindeki şifalı sulardan yaralanmak isteyen insanlar, kaplıca mevsimi ağırlıklı olmak üzere, hemen hemen bütün sene boyunca bu gibi yerlere giderek şifa aramalarını sürdürürler. Çanakkale-Merkez ilçeye yakın yörelerde bulunan şifalı su kaynaklarının belli başlıları şunlardır:

Bursa

BURSA


Bursa, şifalı su kaynaklarının hem çokluğu, hem de ka¬litesiyle ülkemizde önemli yer tutan illerimizin başında yer alır. Sularının şifa özelliklerini, bölgenin iklimini ve tarihi ko¬numunu da gözönünde tutacak olursak, bu ilimiz belki de dünyada bu kadar çok şeyi bir arada bulunduran ender kent¬lerimizden biridir. Kaplıcaları, içmeleri, doğal maden ve kay¬nak suları bakımından Bursa'dan zengin bir başka il daha yoktur. Ona 'Kaplıcalar kenti' unvanını yakıştırmamak müm¬kün değildir.

Mitolojik kayıtlarda adı Olimpos 'Tanrıların Dağı' olarak geçen Uludağ, eski bir volkan olması nedeniyle, termal ve mi¬neral kaynaklar bakımından büyük bir su deposu gibidir. Bur-sa'nın şifalı suları Uludağ'ın kuzey eteklerinden çıkar ve Çe-kirge'den Uluabat 'Ulubat' Gölü'ne kadar uzanan bir yeraltı çatlağı bu sulara kaynaklık eder. Bu sular, yerkabuğunun 2000 metre derinliğinden yeryüzüne çıkan juvenil sulardır.

Burdur

BURDUR


Burdur, şifalı kaplıca ve içme sularıyla 'Göller Bölge-si'nin lncisi'dir. Merkez ve Tefenni ilçelerinde toplanan içme suları, Burdur'un en önemli özelliğidir. Çeşitli hastalıklara iyi gelen bu içmeler, her yıl yurdun dört bir köşesinden gelen in¬sanlarla dolup taşmaktadır. Modern anlamdaki konaklama te¬sisleri henüz yeterli sayıya ve düzeye ulaşamamışsa da, son yıllarda konunun önem arz etmesi nedeniyle yeni tesislerin yapımına hız verilmiştir.

Burdur'un Tefenni ilçesi, sahip olduğu ılıca ve içmele-riyle isminden söz edilmesi gerekli ilçelerimizdendir. Burada bulunan şifalı su kaynaklarının başlıcaları aşağıda sıralan¬mıştır:

Bolu

BOLU


Bolu, şifalı su kaynakları bakımından zengin illerimiz¬den biri olup, kaplıcaları ve içmeieriyle tanınmıştır. Maden Tetkik Arama Enstitüsü'nün il dahilinde yaptığı çalışmalar," Merkez, Gerede, Göynük, Mudurnu ve Seben ilçelerinde kap¬lıca sularının, Merkez ve Mengen ilçelerinde ise maden sula¬rının geniş bir halk kitlesi tarafından tanınmasına vesile ol¬muştur. Bolu'nun şifalı suları, doğal güzellikleri ve eşsiz çam. ormanları, yörenin turizm merkezi olma şansını arttırmakta¬dır.

Bolu Merkez ilçe, gerek kaplıca ve içmelerinin zenginli¬ği, gerekse maden sularının çokluğu bakımından diğer ilçele¬re nazaran ilk sıradaki yerini muhafaza etmektedir. Bunları sırayla inceleyecek olursak;

Bitlis

BİTLİS


Doğu Anadolu bölgesinin şirin illerinden Bitlis'te, tah¬minlerin aksine pek çok sayıda kaplıca 'çermik' bulunmakta¬dır. Bunun nedenini, eski volkan topraklan üzerinde yer al¬masına bağlamak gerekir. Nemrut Dağımın sönmüş bir volkan olmasına rağmen, hâlen civarında sıcak su ve buhar kaynak¬larının görülmesi bunun en büyük kanıtıdır. Maden Tetkik Arama Enstitüsü'nün yaptığı çalışmalar, Merkez ilçe ve yakın çevresinde birbirinden değerli şifalı su kaynaklarının günyü-züne çıkarılmasını sağlamıştır. Bitlis'in merkezinde genellik¬le kaplıca suyunun bulunmasına karşılık, ilçelerinin hemen hepsinde maden suyu yatakları tespit edilmiştir. Bitlis ilinde böbrek ve göz hastalıklarının yok denecek kadar az olmasın¬da, her taraftan fışkıran şifalı suların oynadığı rolü göz ardı etmemek gerekir.

Bingöl

BİNGÖL


Şifalı kaynak suları yönünden zengin olmasına rağmen, pek çoğundan tesis yokluğundan dolayı istifade edilemeyen illerimizden biri de Bingöl'dür. Maden Tetkik Arama Enstitü-sü'nce yapılan çalışmalar sonucunda, ilin Merkez, Karlıova, Genç ve Kiğı ilçelerinde kaplıca ve içme suyu tespitleri yapıl¬mış ve yeryüzüne çıkarılan sular halkın istifadesine sunul¬muştur. Bunlar arasında, özellikle Ilıcalar mevkiinde bulunan kaplıcalar, her yıl sağlığına kavuşmak isteyen binlerce kişinin istilasına uğramakta ve bir doğa harikası olarak Bingöl'ün göğsünü kabartmaktadır.

Bilecik

BİLECİK


Bilecik, sahip olduğu şifalı sularıyla turizm bakımından önemli bir konumda olmasına rağmen, turistik tesislerinin yetersizliği nedeniyle bu konumunu yeterince değerlendire¬meyen bir ilimizdir. İlçelerinin birçoğunda, hem içme, hem de kaplıca olarak kullanılan çok sayıda şifalı su kaynağı bu¬lunmaktadır. Bu kaynakları sırayla inceleyecek olursak;

Balıkesir

BALIKESİR


Balıkesir, kaplıcaları, içmeleri, çamur banyoları, kum banyoları, maden sulan ve doğal kaynak sularıyla en zengin illerimizden biridir. Aynı zamanda Türkiye'nin en seçkin tu¬rizm yörelerine de sahiptir. İlde mevcut yeraltı ve yerüstü su¬ları, birbirinden güzel ve birbirinden şifalı 60 kadar kaynağı oluşturur. Bu sular hemen hemen bütün ilçelere dağılmış du¬rumdadır.

Balıkesir'in şifalı su kaynaklan bakımından en fakir ilçe¬si Bandırma'dır. Bandırma-Edincik yolunun güneyinde yera-ian ve Acı Su diye anılan tek kaynak, içme olarak kullanıl¬makta ve mide, bağırsak hastalıklarının tedavisinde; karaci¬ğer ve safra yolları fonksiyonlarının düzeltilmesinde yararlı olmaktadır.

Balıkesir

BALIKESİR


Balıkesir, kaplıcaları, içmeleri, çamur banyoları, kum banyoları, maden sulan ve doğal kaynak sularıyla en zengin illerimizden biridir. Aynı zamanda Türkiye'nin en seçkin tu¬rizm yörelerine de sahiptir. İlde mevcut yeraltı ve yerüstü su¬ları, birbirinden güzel ve birbirinden şifalı 60 kadar kaynağı oluşturur. Bu sular hemen hemen bütün ilçelere dağılmış du¬rumdadır.

Balıkesir'in şifalı su kaynaklan bakımından en fakir ilçe¬si Bandırma'dır. Bandırma-Edincik yolunun güneyinde yera-ian ve Acı Su diye anılan tek kaynak, içme olarak kullanıl¬makta ve mide, bağırsak hastalıklarının tedavisinde; karaci¬ğer ve safra yolları fonksiyonlarının düzeltilmesinde yararlı olmaktadır.

Aydın

AYDIN


Ege bölgesinin en gelişmiş ve en zengin illeri arasında yer alan Aydın'da, sıcak yer altı suları önemli bir enerji kay¬nağını oluşturur. 11 dahilindeki seraların bir çoğu bu sularla ısıtılmaktadır. Maden Tetkik Arama Enstitüsü'nce yürütülen seri çalışmalar, jeotermal enerji kaynaklarının yanı sıra, ilin doğal güzelliklerini oluşturan şifalı suların da yeryüzüne çı¬karılmasına vesile olmuştur.

Artvin

ARTVİN


Artvin ilinde sayılamayacak kadar çok şifalı su vardır. Bunlar yalnız bir bölgede değil, ilin bütün yüzeyine dağılmış durumdadır. Halk, yöredeki bu şifalı sulara 'Çermik' adını vermiştir. Romatizmaya iyi gelen kaplıcalarıyla Artvin güzel illerimizden biridir.

Borçka ilçesindeki Otingo Çermiği; ilçe merkezinin 8 kilometre doğusunda, Balcı köyünde bulunan bir kaplıcadır. 'Otingo Ormanları Ilıcası' olarak da tanınmaktadır. Suyu şifa¬lı olan bu kaynağın küçük bir oteli ve sosyal tesisleri bulun¬maktadır.

Antalya

ANTALYA
Antalya, tarihi ve doğal güzellikleri açısından yurdumu¬zun en önemli illerinden biridir. Yoğun yaşanılan hareketlilik, ülke çapında turizm girdilerinin hesaplanmasında ve bütçe¬nin dengelenmesinde baz alınacak ölçüdedir. Antalya'nın bu çok önemli görüntüsünün arasında sağlık turizmine yönelik faaliyetleri de gözardı edilmemelidir. Yörede bulunan kaplı¬ca, içme ve bazı mağaraların insan sağlığına olan yararları dikkat çekecek derecede büyüktür.

Ankara

ANKARA


İçme ve kaplıcalar; rahatlatıcı özelliklere sahip suları, belirli hastalıklara karşı uygulanan kürleri ve doğal bir ortam içindeki huzurlu atmosferleriyle insanların hem bedenine, hem de ruhuna tatil yaptıran çok önemli yerlerdir. Çok sayı¬da hastalığı tedavi edici özelliklerinin yanı sıra, birer dinlen¬me merkezi olarak da kabul gören bu tür tesislere rağbet her geçen gün daha da artmaktadır. Jeotermal açıdan çok zengin illerimizden biri olan Ankara'da da, doğal kaynaklarla tedavi¬nin giderek güçlenen bir seyir izlemesi, il dahilindeki pek çok kaplıcanın tercih edilenler listesinde neden yer aldığının bir göstergesi sayılabilir. Hele hele, bunlardan bazılarının taşı¬dıkları üstün nitelikler nedeniyle dünya sıralamasında ilk sı¬ralara yükselmesi bir rastlantı değildir.

Amasya

AMASYA


Birçok hastalığını tedavi arzusunun yanı sıra, iyi bir dinlenme ve zindelik kazanma gayesiyle doğal sıcak su kay¬naklarına yönelen kişiler, sağlık turizmine olan ilginin olum¬lu yönde gelişmesine katkıda bulunmakta ve insanların has¬talıkları doğal yöntemlerle iyileştirme eğilimi edinmelerine neden olmaktadır. Amasya ilimiz de, sahip bulunduğu sıcak su kaynaklarıyla, hem tarihi ve doğal güzelliklerin birlikte sergilendiği, hem de en onulmaz hastalıklara şifa arandığı seçkin illerimizden biridir.

Ağrı

AĞRI


Maden Tetkik Arama Enstitüsü tarafından yapılan çalış¬malar sonucu, bölgede bol miktarda kaplıca suyu ve maden suyu rezervlerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Özellikle, Ağ¬rı Merkez ve Diyadin ilçelerinde sıcak kaplıca suyu, Taşlıçay ve Tutak ilçelerinde de maden suyu kaynakları bulunmuştur. İldeki bu kaynakların, gerek sağlık turizmi, gerekse ekono¬mik açıdan her geçen gün daha verimli değerlendirilmesine çalışılmaktadır.

Ağrı il merkezinden 5 kilometre uzaklıkta, eski adı Dambat olan Yolluyazı köyünde bulunan Dambat Kaplıcası; ilin en önde gelen kaplıcaları arasındadır. Murat Nehri kıyı¬sında yer alan kaplıcanın tuzlu, kükürtlü ve çamurlu olan su¬yu çok şifalıdır. Deri ve romatizma hastalıklarına iyi gelir. Yeterli konaklama tesisleri yoktur. 11 merkezine olan yakınlı¬ğı nedeniyle konaklama Ağrı'da yapılabilir.

Afyon

AFYONKARAHİSAR
Kış mevsiminin çok sert ve çok soğuk geçmesine karşı¬lık, Afyon bir kaplıcalar şehri, bir termal su cennetidir. Yöre¬deki sıcak su kaynakları, Türkiye'de olduğu kadar uluslarara¬sı alanda da ün yapmıştır. Tarihi geçmişleri çok eskilere da¬yanan bu kaplıcalar Romalılardan önce de bilinmekte ve bir kısmı binlerce yıldan beri kullanılmaktadır.
Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) tarafından yapılan bölge etütlerinde; Afyon Merkez, Çay ve Sandıklı ilçelerinde jeotermal su ve yine Merkez, Bolvadin, Ihsaniye ve Sandıklı il¬çelerinde bol miktarda kaplıca suyu tespit edilmiştir.

Adıyaman

ADIYAMAN

Ulaşım bakımından Türkiye'nin oldukça sapa kalmış bir yöresinde bulunan Adıyaman, aslında şifalı suları bol olan il­lerimizden biridir. Bu sular özellikle Besni ve Çelikhan ilçele­rinde toplanmış durumdadır.

Adıyaman'ın 45 kilometre kadar batısında bulunan Bes­ni ilçesinde; mide ve bağırsak rahatsızlıkları ile hemoroide 'basura' iyi gelen Besni İçmesi'nin yanı sıra, halkın çok rağ­bet ettiği yerlerden olup genelde 'Besni Kaplıcaları' diye bili­nen iki adet kaplıca bulunmaktadır. Bu kaplıcalar;

Çörmük Kaplıcası: Halkın en çok faydalandığı yerlerin başında gelir. Suyu basur için çok yararlıdır.

Kuruçay Kaplıcası: Bölgede aynı derecede rağbet gö­ren bir diğer kaplıcadır. Suyu basur ve romatizmaya iyi gelir.

Çelikhan ilçesi ise ilin kuzeyindedir. Buradaki Korucak Kaplıcasına 'Çelikhan Kaplıcaları' da denir. İlçenin 15 kilo­metre doğusunda olup halk tarafından çok tutulan bir kaplı­cadır. Çeşitli hastalıklara iyi gelir. Özellikle romatizma ve ba­sur gibi hastalıkların tedavisi için çok yararlıdır.

Kâhta ilçesinde bulunan Kâhta Dağ İçmesi; mide, ba­ğırsak ve böbrek hastalıkları için şifalı bir sudur.

Aynı şekilde, Adıyaman'ın yakın çevresinde olup mide ve bağırsak rahatsızlıkları için tavsiye edilen Adıyaman Dağ İçmesi ile, yine mide, bağırsak ve böbrekler için yararlı olan Bişar ve Pötükhan Maden Suları, ilde bulunan diğer şifalı sulardandır.

Yerel tesislerde yeterli konaklama olanaklarının bulun­mayışı nedeniyle, kaplıcalardan yararlanmak isteyenlere Adı­yaman ve Kâhta'daki oteller tavsiye edilir. Gerekli tüm bilgi­ler Adıyaman ve Kâhta Turizm Danışma Bürolan'ndan temin edilebilir.

7 Nisan 2010 Çarşamba

ADANA

ADANA

Yapılan sondajlar sonucu birçok ilçesinde jeoterınal su yatakları tespit edilen Adana ilimizde, her derde deva çok sa­yıda şifalı su kaynağı bulunmaktadır. Her yıl binlerce insanın ziyaret ettiği ve'şifa aradığı Adana kaplıcalarının, gerek kap­lıca ve gerekse içme tedavisi yoluyla çeşitli hastalıklara iyi geldiği bilinmektedir. Bu kaplıcaların aynı zamanda bölge tu­rizminin gelişmesini hızlandıran faktörlerin başında yer aldı­ğı söylenebilir.

Adana ilinde ve özellikle il merkezine yakın yörelerde, çok sayıda tuzlu, sodalı ve sülfatlı soğuk su kaynağı vardır. Bunları kısaca şu şekilde sıralamak mümkündür:

Acıdere İçmesi: Merkez-Yüreğir ilçesine bağlı olup, es­ki adı Misis olan Yakapınar bucağı yakınlarında, Ceyhan yolu üzerindedir. Bu nedenle 'Misis İçmesi' diye de anılır. Böbrek taşlarına, mide, bağırsak rahatsızlıklarına, özellikle de kara­ciğer, safra kesesi ve safra yolları hastalıklarına iyi gelen bir içmedir. Suyu, aynı zamanda müshil etkisi gösterir.

Acıman Ilıcası: Özellikle kadın hastalıkları ve kırık-çı-kık sekelleri için tavsiye edilen bir ılıcadır.

Alihocalı İçmesi: Merkeze yakın Alihocalı köyündedir. Soda ve tuz içeren soğuk suyu, mide ve bağırsak rahatsızlık­larına, beslenme bozukluklarına iyi gelmektedir.

Handere İçmesi: Yine Adana yakınlarında bulunan bir başka şifalı içmedir.

Kurttepe İçmesi: Karaisalı yolu üzerinde, Kurttepe kö­yündedir. Karaciğer, safra kesesi ve beslenme bozuklukların­dan kaynaklanan rahatsızlıklar için tavsiye edilir.

Adana'ya 50 kilometre uzaklıktaki Ceyhan ilçesinde, her biri ayrı birer şifa kaynağı olan çok sayıda kaplıca bulun­maktadır. Küçük Burhaniye Kaplıcası ile Çokçapınar ve Dumlu İçmelerimin yanı sıra, bölgede bulunan başlıca kap­lıcalar şunlardır:

Kokarpınar Ilıcası: Solunum yolları, kalp-damar ve ro­matizma hastalıklarına iyi gelen, kükürt içerikli bir ılıcadır. Suyu içilebilir niteliktedir.

Narlık Kaplıcası: Ceyhan-Yumurtalık yolunun 12'inci kilometresinde, Narlık köyündedir. Ünlü bir kaplıcadır.

Tahtalıköy Kaplıcası: Ceyhan yakınlarındadır. Solu­num yolları, romatizma ve cilt hastalıklarına iyi gelen bir kaplıcadır. Suyunun kükürt içermesi nedeniyle 'Tahtalıköy Kükürtlü Kaynağı' diye de anılmaktadır. İçmesi; sülfatlı 'acı' soğuk sular grubuna dahildir. Karaciğer ve safra kesesi hasta­lıkları üzerinde etkilidir.

Feke ilçesinde; şifalı birer içme olan Sülemişli ve Feke İçmeleri'nin yanı sıra, 'Gürümze Maden Suyu' olarak da bili­nen Gürümze İçmesi bulunmaktadır. Bu içme, Kızılyer ve Süphandere köyleri üzerinden ulaşılan Gürümze köyündedir.

Karaisalı ilçesindeki Söğütlü İçmesi de şifalı bir içme­dir. Yöre halkı tarafından rağbet gören bir sudur.

Kozan ilçesinde de, Kodes ve Ilıca isimlerinde iki iç­me bulunmaktadır. Bu içmeler, genelde sindirim sistemi üze­rinde yararlı olan kaynaklardır.

Pozantı ilçe sınırlan içinde olup, Ankara-Adana karayo­lu üzerinde yoğun bir mola yeri olarak ün yapmış Şekerpmar mevkiinde, Toros Dağları'nın el değmemiş doğasından fışkı­ran o tatlı ve soğuk suyu bilmeyen yoktur. Alpu köyü tesisle­rinde şişelendikten sonra Şekerpınar Hayat Suyu adı altın­da 1984 yılından bu yana halkın istifadesine sunulan bu kay­nak suyu, dengeli mineral yapısı ve 7.48 pH'lık sertlik dere­cesiyle (total sertliği 9.3) beden sağlığı için yararlı bir sudur.

11 dahilindeki şifalı sulardan yararlanmak isteyen kişile­rin, gerek kaplıca bölgelerinde yeterli konaklama tesislerinin bulunmaması, gerekse kaynakların il merkezine fazla uzak olmamaları nedeniyle, Adana ve Ceyhan merkezli otelleri tercih etmeleri tavsiye edilir. Konaklama ve diğer tüm bilgiler için Adana Turizm Danışma Bürosu'na müracaat edilebilir.