8 Nisan 2010 Perşembe

Çorum

ÇORUM


Çorum il merkeziyle ilçelerinde çok sayıda kaplıca ve içme bulunmasına rağmen, gerek ulaşım ve gerekse konakla¬ma gibi altyapı tesislerinin yetersiz oluşu, mevcut potansiye¬lin tam randımanla değerlendirilmesine olanak tanımamaktadır. Çorum'daki şifalı sulardan gereğince yararlanamaması konusunda, maden suları da payını almış durumdadır. Yine de, halkın yoğun olarak ziyaret ettiği şifalı su kaynakları az değildir. Bunlar sırasıyla;

Karacaviran Maden Suyu: 11 merkezine 5 kilometre uzaklıktaki Karacaviran köyünden çıkan bir sudur. İdrar sök-türücü etkisi vardır.

Arak Maden Suyu: Yine Karacaviran köyü yakınların¬dan kaynayan bir sudur. Aynı endikasyon özelliklerine sahip¬tir.

Çayköy Kaplıcası: Çorum'un 15 kilometre kuzeybatı¬sında, Çayköy'dedir. 'Çay Kaplıcası' ya da 'Çayköy Hamamı' diye de anılır. Kaplıca suyunun temperatürü 32-33°C'dir. Baş¬ta romatizma olmak üzere pek çok hastalığın tedavisinde ün yapmış bir kaplıcadır. Yüzme havuzu da bulunan kaplıcada sosyal tesis sıkıntısı çekilmez.

Meşe Ilıcası: Çorum'daki yöresel ağırlığı olan şifalı su kaynaklarından biridir. Halk tarafından rağbet görmektedir.

Aşağı Yoncalı İçmesi: Bayat ilçesinde bulunan bir iç¬medir. Suyu mide ve bağırsak rahatsızlıklarını giderir.

Manastır Kaplıcası ve İçmesi: Sungurlu ilçesinin 4 ki¬lometre uzağındadır. Toprak kalevili acı bir içmesi vardır. Su¬yun bileşiminde litrede 6 grama yaklaşan tuz miktarı, içimi zorlaştırır ama endikasyon etkisini de artırır. Özellikle kara¬ciğer ve safra yolları üzerinde tesirlidir. Bünyedeki şeker miktarını dengeleyen yararlı bir kaynaktır.

Laçin Hamamı ile Laçin Sarılık Suyu Kaplıcası: Ço-rum'a 28 kilometre uzaklıktaki Laçin ilçesindedir. İdrar yolla¬rı rahatsızlıklarına ve sarılığa iyi gelen bir suyu vardır.

Çorum'un en önemli kaplıcası ise, Mecitözü ilçesinde bulunan Figanı Kaplıcası'dır. Çorum'a 48 kilometre, ilçe merkezine ise 16 kilometre uzaklıktaki Figanı köyündedir. Deniz seviyesinden 750 metre yükseklikte olan kaplıcanın eski adı 'Beke Kaplıcalaradır. 'Figanı Hamamı' olarak da anıl¬dığı olur.

Yapılan araştırmalar, kaplıca tarihinin çok eski dönem¬lere kadar uzandığını, Hititler ve Romalılar zamanında da iş¬letildiğini bize göstermiştir.

Sodyum bikarbonatlı, az miktarda magnezyum içeren, oligometalik bir sudur. Temperatürü 35°C, pH değeri 7.34, radyoaktivitesi 2.15 emandır. Banyo tedavisi; romatizma., si¬yatik, nevralji ve kalp hastalıkları için yararlıdır.

Çorum sularının çoğunluğunda olduğu gibi, bu su da, toprak alkali ve az miktarda alkali bikarbonatlı, karbogazöz bir sudur. Total mineraîizasyonu litrede yarım gramın daha altındadır. Bu nedenle lavaj kürleri denilen, diüretik etki bek¬lenilen içme kürlerinde kullanılabilir. İdrar arttırıcı etkisiyle vücuttaki bazı metabolizma artıklarının idrar yoluyla atımını sağlar. İdrarda pH değişmelerini olumlu yönde etkiler ve asit ortamda oluşan taşların düşürülmesine yardımcı olur. Ancak, alkalik ortamda çökelen taşlar için kullanılmasına dikkat edil¬melidir.

Kaplıcada tedavi tesisi olarak; 2x6 metre boyutlarında çok sayıda banyo ve havuzlar bulunur. Kadın ve erkeklerin ayrı ayrı yararlandıkları kaplıcanın sosyal tesisleri yeterli dü¬zeydedir. Önceleri 42 olan toplam yatak sayısı bugün 100'ü geçmiş durumdadır. Sezon sırasında bu sayının da yetersiz kalması halinde, yatak sayısı kamp çadırı kurulmak suretiy¬le arttırılmaktadır.

Çorum'daki ikinci önemli kaynak, Kargı ilçesindeki Tek¬kesin Maden Suyu'dur. ilçeye bağlı Gökçedoğan köyü sınır¬ları içinde, köye 1 kilometre uzaklıktadır. 'Gökçedoğan Ma¬den Suyu' diye de anılmaktadır.

Bikarbonatlı, magnezyumlu, kalsiyumlu ve karbondiok¬siti olan bu suyun temperatürü 17°C, pH değeri 6.25, radyo¬aktivitesi 0.44 emandır. Bileşimi; toprak alkali ve kuvvetli bi¬karbonatlı bir su olduğunu göstermektedir. 17°C lik ısısı, iç¬me olarak kullanılmasının uygun olacağını düşündürür. Litre¬de 6 gramın üstünde mineral taşıyan bu suyun; özellikle me¬tabolizma hastalıklarında değerlendirilmesi düşünülmelidir.

Bu tür sular, bir taraftan hafif diyabetik hastalarda, diğer ta¬raftan kanında ürik asit birikimi saptanan gut'lularda ve niha¬yet fazla gıda almaya bağlı eksojen şişmanlıklarda olumlu bir etki meydana getirir. Ayrıca, pankreas amilazının tesirini art¬tırdığı için bazı fermentler üzerinde de etkili olması beklene¬bilir. Kanda yedek alkali ve asit-baz dengesi üzerinde düzen¬leyici bir etki yapar. Bu yolla ensülin aktivitesinin artmasına yardımcı olur. Bikarbonatlı su olarak, mide ve bağırsak yolla¬rının tüm salgı sistemi üzerine etkilidir. Özellikle mide asidi-tesini düzenler. İkinci aşamada, mukozanın salgı sistemini uyarır ve asit yapımını arttırır. Sindirimi kolaylaştırıcı bir et¬kisi vardır. Kuvvetli mineraiizasyon gösteren bikarbonatlı su¬ların en önemli etkilerinden biri olan hepatovasküler sistem üzerindeki tesiri, bu sudan da beklenebilir. Safra akışının art¬ması, bileşiminin değişmesi, çeşitli nedenlerle bozulan kara¬ciğer fonksiyonel testlerinde düzelme meydana getirir. Bu suyun total mineralizasyonunun çok kuvvetli oluşu göz önünde tutularak, içme kürlerinde az miktarda kullanılması önerilir. Bu da, bilindiği gibi yemeklerden önce 50'şer gram¬dan başlanarak, hastanın kapasitesine göre 150'şer grama ka¬dar arttırılan dozlardan oluşur. Hasta bir günde toplam ola¬rak ve 3 defada almak suretiyle 150-450 grama kadar su iç-melidir.

Tekkesin Içmeleri'nde; içme çeşmelerinin yanı sıra ye¬terli sayıda sosyal tesis de bulunmakta, gerek ilçe merkezine ve gerekse diğer beldelere düzenli ulaşım olanağı sağlanmak¬tadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder