8 Nisan 2010 Perşembe

Afyon

AFYONKARAHİSAR
Kış mevsiminin çok sert ve çok soğuk geçmesine karşı¬lık, Afyon bir kaplıcalar şehri, bir termal su cennetidir. Yöre¬deki sıcak su kaynakları, Türkiye'de olduğu kadar uluslarara¬sı alanda da ün yapmıştır. Tarihi geçmişleri çok eskilere da¬yanan bu kaplıcalar Romalılardan önce de bilinmekte ve bir kısmı binlerce yıldan beri kullanılmaktadır.
Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) tarafından yapılan bölge etütlerinde; Afyon Merkez, Çay ve Sandıklı ilçelerinde jeotermal su ve yine Merkez, Bolvadin, Ihsaniye ve Sandıklı il¬çelerinde bol miktarda kaplıca suyu tespit edilmiştir.

Bellibaşlı yolların kavşağında bulunan bu kent, gerek tarihi konumu, gerekse şifalı kaplıcalarıyla hem turizm, hem de sağlık sektörleri açısından ülkemizin en önemli illerinden biri haline gelmiştir. Kaplıcaları, ılıcaları, içmeleri, çamur banyoları ve maden sularıyla turizm için gerekli bütün şart¬ları üzerinde taşımakta, özellikle kaplıcaları sağlık turizmi için zengin ve cazip bir belde görünümü sergilemektedir.
Afyon'da çeşitli hastalıklara iyi gelen pek çok kaplıca bulunmaktadır. Anadolu bozkırının ortasında aniden yükseli-veren birer vahayı andıran bu yerlerde, modern tesisler ve her türlü termal hizmeti veren kaliteli oteller yapılmıştır.
Kaplıcaların bir kısmı il merkezi yakınlarında, bir kısmı da ilçelerdedir. Bunlardan; özellikle Gazlıgöl, Geçek, Heybeli, Ömerli ve Hüdaî kaplıcalarıyla, Oruçoğlu ve İkbal Termal Te-sisleri'nin tıbbi ve teknik değerlendirmelerine geniş şekilde yer verilmiştir.
Afyon'a yaklaşık 45 kilometre uzaklıktaki Bolvadin ilçe¬si; termal turizmi açısından yoğun ve hareketli ilçelerimiz arasındadır. Bölgedeki bellibaşlı kaplıcalar şunlardır:
Araphdere Kaplıcası: llçemerkezinden 18 kilometre uzaklıkta, Araplı bucağı yakınlarındaki Araphdere mevkiin¬dedir. Birçok hastalığa derman olmasının yanı sıra, özellikle deri hastalıklarına ve uyuza iyi gelen şifalı suyu 55°C sıcak¬lıktadır. Bu nedenle 'Uyuz Hamamı' ya da 'Kükürtlü Hamam' diye de bilinir. Çok eski bir kaplıcadır.
Büngüldek Hamamı: Solunum yolları, kalp-damar ve romatizma hastalıklarına iyi gelir. 'Büngüldek Suyu' diye de bilinir.
Heybeli Kaplıcası: İlçenin 20 kilometre güneybatısın¬da, Çobanlar bucağına 3 kilometre uzaklıkta, Kızılkilise kö-yündedir. Afyon-Çay karayolundan 1 kilometre kadar içeri düşer. Eskiden 'Kızılkilise Kaplıcası' diye bilinen kaplıca, 1945 yılından bu yana 'Heybeli Hamamı' ya da 'Bolvadin Kap¬lıcası' diye de anılmaktadır.
Sodyum bikarbonatlı ve kalsiyum sülfatlı sular sınıfına giren kaplıca suyunun sıcaklığı 46-52°C arasında değişmekte¬dir. Radyoaktivitesi 6.9-12.1 eman, sertlik derecesi 6.8-7 pH'dır. Doğu Kaynağı, Batı Kaynağı ve Heybeli Kaynağı olmak üzere üç kaynağı bulunur. Suyu ayrıca kükürtlü hidrojen ga¬zı içermektedir.
Banyo tedavisi; romatizma, siyatik, nevralji, mialji, nev-rit, polinevrit ve kadın hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığa iyi gelmektedir.
İçme tedavisi; pek tavsiye edilmemekle birlikte, içilme¬si halinde bağırsakları rahatlatıcı diüretik etki gösterir.
Bolvadin ilçesinden ve kent merkezinden her türlü dü¬zenli ulaşımın yapıldığı kaplıcada; biri açık olmak üzere üç adet tedavi havuzu, 60 yataklı bir konaklama tesisi ve ayrıca 100 kadar bağımsız oda bulunmaktadır. Yeterli sosyal tesise sahiptir. Toplam yatak kapasitesi 500 civarındadır.
Kaya Hamamı: Araphdere mevkiindeki bu ılıcanın su¬yu; solunum yolları, kalp-damar ve romatizma hastalıklarına iyi gelir. Tuzlu sıcak maden suları kapsamında mütalaa edilir.
Kızıl Ilıcası: Araphdere mevkiinde bulunan bir diğer ılıca da Kızıl Ilıcası'dır. Solunum yolları, kalp-damar ve roma-tizmal hastalıklara yararlıdır.
Sultandağı ilçesindeki Yağlıpınar Kaplıcası ise; ilçe merkezinde olup mide ve deri hastalıklarına iyi gelmektedir.
Ihsaniye ilçe sınırları içinde de çok sayıda kaplıca bu¬lunmaktadır. Bunlar sırasıyla;
Gazlıgöl Kaplıcası: Afyon'a yaklaşık 22 kilometre uzaklıkta ve kuzey yönünde bulunan Gazlıgöl Kaplıcası, Af-yon-Eskişehir demiryolu hattının geçtiği Hamam köyü sınırla¬rı içindedir. 'Eski Kaplıca' diye de anılmaktadır.
Afyon'un kuzeybatısı ve kuzeydoğusundan gelip güney yönüne doğru uzanan iki fay hattının arasındaki çöküntü havzasında yer alan kaplıcanın jeolojik yapısı, Fransız jeolo¬gu M.Ernest'e göre birinci zamanda oluşmuştur. Frigya antik kentlerinden Metropolis'in bölgeye çok yakın Ayazin köyün¬de bulunması, kaplıcanın Frigyalılar döneminden bu yana in¬sanlığın hizmetinde olduğunu göstermektedir. Hatta bu ko¬nuda yaygın bir efsanesi bile vardır:
"Kral Midas'ın kızı güzeldir ama vücudunda onulmaz yaralar vardır. Ülke hekimlerinin sürdüğü merhemler bu ya¬raları iyi edemez. Zavallı kız yaralarının acısına dayanamayıp deli olur, yollara düşer. Kral Midas'ın adamları kendilerini göstermeden kızı izlerler. Kızcağız gide gide bir küçük göle varır. Susuzluğunu gidermek için gölün suyunu içer. Sonra ayaklarını göle sokar. Yaralarının kısa sürede iyileştiğini gö¬rür. Bunun üzerine kendini suya atar. Yaraları tamamen iyi olur, dertten kurtulur. Kral Midas da oraya, herkesin girip çık¬ması için bir havuz yaptırır..."
GazlıgöTün suyu, genel olarak sodyum bikarbonattı su¬lar grubunda incelenir. Hem kaplıca, hem de içme suyu; litre¬de 4 gramın üstünde total mineralizasyon gösteren, bikarbo¬nat, sodyum, karbondioksit, hidrojen sülfür ve metaborik asit içeren bir sudur. Radyoaktivitesi 0.2-1.29 eman arasında değişen, pH değeri 6.9'dur. Suyun sıcaklığı; sondaj kuyusun¬da 80°C, kaplıcada 64°C ve içme çeşmelerinde 47-48°C'dir.
Suyun banyo tedavisinde kullanılması durumunda, ter-malitenin ve gazın etkin faktörler olarak dikkate alınması ge¬rekir. Bunun değerlendirilmesinde başlıca iki hastalık grubu önem kazanır. Bunlardan birincisi romatizmal hastalıklardır. İkincisi ise dolaşım sistemine ait iskemik sendromlardır. Bu iki klasik endikasyon grubuna, suyun içme kürleri şeklinde de değerlendirilebileceği göz önünde tutularak üçüncü bir sendromlar grubunun, yani karaciğer, safra kesesi, mide ve bağırsağın spastik ve ağrılı sendromlarını da eklemek gereke¬bilir. Hastalar bir taraftan içme kürlerine devam eder ve dre¬naj arttırırlarken, diğer taraftan dış uygulamalarla romatiz¬ma, nevralji, nevrit, artroz, seboreik deri hastalıkları, aneksit ve salpenjit gibi kadın hastalıkları ve eklem yapışıklıklarının spazmolitik etkisini gidermeye çalışırlar. Burada ayrıca kar¬bondioksitin periferik dolaşımı genişletici ve arteriel tansiyo¬nu düşürücü tesirlerini gözlemlemek de mümkündür. Keza, metabolizma hastalıklarında da, bir taraftan sıcağın etkile-mesiyle buhar banyolarında terleme ve yıkım faaliyeti hızlan¬dırılırken, diğer taraftan içme kürleri uygulamasıyla metabo-lik faaliyet zincirlerinde önemli rolü olan bazı organların ça¬lışması düzenlenecektir. Kürlerin bir diyet mutfağı ile destek¬lenmesi ve üçer haftalık süreyle uygulanacak şekilde ayarlan¬ması faydalı olacaktır.
Düzenli ve sürekli çalışan araçlarla her taraftan ulaşım olanağının bulunduğu Gazlıgöl Termal Tesisleri belediye ta¬rafından kiraya verilerek işletilmektedir. Üç adet termal ha¬vuzu ve çok sayıda banyo odaları bulunan kaplıcanın çevre¬sinde yeterli sayıda konaklama tesisi (200 odada 300 yatak kapasiteli 4 otel, '50 civarında apart daire ve 1 motel) ile di¬ğer sosyal tesisler bulunmaktadır. Toplam yatak kapasitesi 1500 civarındadır. Her geçen gün modern bir termal turizm merkezi olma yolunda hızla ilerleyen kaplıcaya; Emekli San¬dığı, SSK ve Bağ-Kur hastalarıyla özel sigorta kapsamındaki hastalar şevkli gelebilmektedir.
Uyuz ve Çoban Pınarları: Gazlıgöl Kaplıcası'nın yakı¬nında bulunan bu sular, kaplıca suyunun sızıntılarından oluş¬muş iki ufak kaynaktır.
Afyonkarahisar Maden Suyu: Afyon ilimiz sıcak sulu kaplıcalarıyla olduğu kadar ekonomik bir değer oluşturan maden sularıyla da meşhurdur. Kent merkezine 22 kilometre uzaklıkta, Afyon-Eskişehir demiryolunun Hamam istasyonu mevkiinde, çevresi dağlarla çevrili bir vadinin tabanından çı¬kan kaynak suyunun sıcağı nasıl 1 kilometre uzaklıktaki Gaz-lıgöl Kaplıcası'nda kullanılıyorsa, soğuğu da maden suyu üre¬timinde kullanılmaktadır. Suyun dolum öncesi sıcaklığı yine de 45°C'dir.
Kaynak alanında, çok eskilerde yapılan güzel ve man¬tıklı bir kaptaj örneğini görmenin mümkün olduğu, ünü yurt¬dışına taşmış bu su, Hititlerden bu yana bilinmektedir. Suyun en son Osmanlı döneminde kullanıldığı, tesislerin yapılışı sı¬rasında ortaya çıkarılan kalıntılardan anlaşılmış ve eskilerin asırlarca 'Ekşi Su' diye tanımladıkları maden suyu hakkında 1900 yılından itibaren bazı belgelerden bilgi edinmek müm¬kün olmuştur. Aynı yıl içinde Belçikalı bir hekim tarafından devrin hükümdarı Abdülhamid'e Karahisar Maden Suyu'ndan içmesi tavsiye edilmiştir. Padişahın bir fermanı ile de, 1903'te suyun ilk tahlilleri yaptırılmıştır. Aynı yıl işletilmeye başlanı¬lan su, dünyada eşi bulunmayan özelliklere sahiptir. 1932 yı¬lında, Londra'da Maden Suları Fuan'nda alınan altın madalya ve berat, suyun kalitesine kanıt olarak gösterilmektedir.
Türkiye Kızılay Derneği tarafından işletilen Afyonkara-hisar Maden Suyu tesisleri, her ne kadar makineleri bugünkü teknolojiye uygun olmasa bile, yıllık 50 milyon şişenin üze¬rinde maden suyu üretebilecek kapasitededir. Üretimin tama¬mı iç piyasada tüketilmekte ve Türkiye'deki maden suyu tü¬ketiminin yarısına yakın bir kısmı Afyonkarahisar Kızılay te¬sislerinden karşılanmaktadır.
İçeriğinde çeşitli tuzların yanı sıra bol miktarda karbon¬dioksit gazı bulunan, içimi tatlı, renksiz ve kokusuz olan bu maden suyu, mide ekşimelerine, karaciğer ve böbrek hasta¬lıklarına iyi gelen nefis bir sudur.
Geçek Kaplıcası: Afyon'un 16 kilometre kuzeybatısın¬da, Afyon-Izmir demiryolu.üzerinde, inuz köyü sınırları için¬dedir. Kütahya karayolu da buradan geçer. Deniz seviyesin¬den 1040 metre yükseklikteki bu kaplıcaya 'Gecik Hamamı' da denir. Hamamın suyu 200 metre uzaklıktan önce bir depo¬ya gelir, sonra hamamlara dağılır. Kaplıca iki kısımdan
oluşmuştur. Bunlar;
a) Büyük Hamam: 'Çelikli Hamam', 'Kapualtı Hamamı'
ya da 'Eski Hamam',
b) Küçük Hamam: 'Kükürtlü Hamam' ya da 'Hacethane'
isimleriyle de anılırlar.
Sodyum klorürlü-sülfatlı sular kapsamında olup, ayrıca bikarbonat, arsenik, demir ve karbondioksit içermektedir. Kaplıcanın üç kaynağı bulunmakta ve sıcaklığı 42-88°C ara¬sında değişmektedir. Ortalama sıcaklığının 56°C olmasına karşın, kaynaklarda bu sıcaklığın zaman zaman 95°C'ye ulaş¬tığı gözlenmiştir. Radyoaktivitesi 3.2-10.3 eman, pH değeri ise 7.6'dır.
Bu yöredeki sular, benzer bileşimi haiz maden sularıdır. Hepsinin total mineralizasyonu yüksektir. 'Kükürtlü Hamam' kaynağıyla, yakın yöredeki Ömerli Kaplıcası'nın çamur su¬yunda özellikle florür, 'Çelikli Hamam' kaynağıyla, yine Ömerli Kaplıcası'nın kaplıca suyunda önemli miktarda kar¬bondioksit tespit edilmiştir. Debileri ve termaliteleri yüksek olan bu sular, doğal olarak dış uygulamalarla değerlendirile¬cektir. Ancak, soğutuculardan geçirilmek ve az miktarda tü¬ketilmek şartıyla, içme kürleri şeklinde de kullanılabilir. Bu durumda; mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi hastalık¬larına, metabolizma bozukluklarına tavsiye edilebilir. Sular, rezolütif özelliği bulunduğundan, nevralji, nevrit, polinevrit gibi sinirsel, eklem kireçlenmesi gibi romatizmal sendromla-rın tedavisinde değerlendirilebilir. Kronik iltihaplı kadın has¬talıklarında da, iltihabı sulandırıcı ve sökücü özelliğinden ya¬rarlanılabilir. Karbondioksit içermesi nedeniyle de, üst solu¬num yollarında (kronik boğaz iltihabı ve kronik nezleler gibi) inhalasyon tarzında kullanılması öngörülür. Karbondioksit aynı zamanda periferik damarlar üzerinde vazodilatatör etki yaratacağından, kan dolaşımının yetersiz olduğu durumlarda damar genişletmek ve yeni vaskülizasyonun oluşmasını ko¬laylaştırmak amacıyla da kullanılabilir.
Çevresi bağlık ve bahçelik olan bu yöre, aynı zamanda Afyon'un bir mesiresi halindedir. Bölgeye demiryolu dahil her türlü ulaşım yapılmaktadır. Kamp kurmaya müsait yerle¬ri, her saat açık olan iki büyük tedavi havuzu vardır. Konak¬lama tesisi olarak 68 odalı Özel İdare Oteli ve bir turistik moteli bulunmakta, yatak kapasitesi böylelikle 250'yi aşmak¬tadır. Ayrıca, termal sudan istifade gayesiyle olimpik nitelik¬leri haiz kapalı bir yüzme havuzu da yapılmıştır. Kaplıcanın çevresinde yeterli sayıda yardımcı tesis yer almaktadır.
Ömerli Kaplıcası: Geçek Kaplıcası'nın 1 kilometre gü¬neyinde, lnaz köyü sınırlan içerisindedir. Afyon'a 15 kilomet¬re uzaklıktadır. 'Ömerler' ya da 'Ömer Kaplıcası' da denilmek¬tedir. Evliya Çelebi, Seyahatnamesi'nin 9'uncu cildinde bu kaplıcadan bahseder. Kaplıcada bulunan mezar taşında, Ömer Dede isimli bir ermiş çobanın asası ile yeri kazarak bu kaynağı bulduğu yazılıdır.
Sodyum klorürlüibikarbonatlı ve karbondioksitli olan bu su, ayrıca demir ve arsenik de içermektedir. Denizden yüksekliği 1050 metre olan Ömerli Kaplıcası'nda çamur ban¬yosu da yapılabilmektedir. Çamurlu suyun kaynağından çev¬reye yoğun bir kükürt kokusu yayılmaktadır. Bu da, yerin al¬tında henüz yüzeye çıkmamış büyük termal kaynakların bu¬lunduğunun bir işaretidir.
Kaplıca suyunun sıcaklığı 43-54°C arasında değişmekte¬dir. Radyoaktivitesi 9.5 eman, pH değeri ise 7.2'dir. Geçek Kaplıcası ile aynı şifalı özelliklere sahiptir.
Üst solunum yolu hastalıklarında buğulama ve serpinti-leme yöntemleri tercih edilmelidir. Banyo tedavisi ayrıca; ro¬matizma, nevralji, kırık sekelleri, mide ve bağırsak kaynaklı metabolizma bozuklukları, kadın hastalıkları, deri hastalıkla¬rı, sinir ve kas yorgunluğu, sinirsel rahatsızlıklar, eklem ki¬reçlenmeleri, karaciğer ve safra yollarındaki düzensizlikler için tavsiye edilir.
Sürekli ulaşım olanaklarına sahip kaplıcanın; olimpik niteliklere haiz iki büyük tedavi havuzu, özel idare'ye ait top¬lam oda sayısı 100 civarında iki oteli, ikisi özel dört adet sı¬ra banyolu blok evleri ve yardımcı sosyal tesisleri bulunmak¬tadır.
Ömerli ve Geçek kaplıcalarının bulunduğu bu ortak alanda, Türkiye'de ilk defa kuyu içi eşanjör sistemiyle sera ısıtmacılığı da yapılmıştır.
Oruçoğlu Termal Tesisleri: Afyon'un kuzeybatısında, Kütahya karayolu üzerinde, kente 14 kilometre uzaklıkta bu¬lunan tesis, hem Türkiye'nin, hem de Afyon'un en önemli ter¬mal merkezleri arasında yer almaktadır. Afyon'daki termal su
mucizesidir denilebilir.
Başlangıçta, aynı yörede bulunan Ömerli ve Geçek kap-lıcalarının jeotermal kaynaklarından yararlanmak suretiyle faaliyete geçirilen tesiste, Mayıs 1990 ayında 320 metre de¬rinlikte açılan sondaj kuyusundan 49.5°C sıcaklıkta su elde edilmiştir. İkinci sondaj kuyusundan 41°C sıcaklıkta, serbest karbondioksit ve magnezyum içeren bir su çıkarılmıştır. Üçüncü kuyudan çıkan su ise 'Soğuksu' diye tanımlanmakta ve içme olarak kullanılmaktadır. Kimyasal yapısında; sodyum bikarbonat, sodyum klorür, bromür ve florür bulunan termal suyun litresinde 2.7 gram mineral ve serbest hidrojen gazı tespit edilmiştir. Kaynakların toplam debisi 90 İt/sn.dir.
Termal suyun; ağrılı romatizmal hastalıklar, lumbago, siyatik, bel fıtığı, nevrit, kireçlenme ve ameliyat sonrası yara¬larının çabuk iyileşmesi istenilen hallerinde, spastik beyin özürlü cerebral paralizin tedavisinde, ayrıca sedef ve deri hastalıklarında, mide, bağırsak ve safra kesesi rahatsızlıkla¬rında, böbrek, idrar yolları ve bazı kadın hastalıklarında bün¬yesel zayıflıkların giderilmesinde, hemipleji sekellerinin re¬habilitasyonunda etkili olduğunu söylemek mümkündür. Bunlardan başka; erkeklerde cinsel dinamizm problemleriyle, stres ve strese bağlı rahatsızlıkların tedavisinde yararlı oldu¬ğu, biyolojik hücre yıpranmalarını ve yaşlanmayı yavaşlatıcı özellikleri bulunduğu gözlenmiştir.
Oruçoğlu Termal Tesisleri'ni başlıca üç bölümde incele¬mek mümkündür:
1. Afrodit Termal Kür Merkezi: Bu merkezde, hidrotera-pist ve güzellik uzmanlarının denetiminde, termal suyun olumlu etkisi birtakım uygulamalarla tedaviye yönlendiril¬mekte, kişinin önerilen süre sonunda sağlam ve sağlıklı bir yapıya kavuşması sağlanmaktadır. Örneğin;
a) Çamur terapi ünitesinde; Afyon'un dünyaca ünlü ça-
muru, romatizma, siyatik, kireçlenme, bel ve eklem ağrıları-
na karşı kullanılmaktadır.
b) Aromaterapi ünitesinde; ülkenin dört bir köşesinden özel olarak toplanmış yirmi çeşit doğal bitki ve özsularından, stres giderici, migren ve ağrı kesici, şeker düşürücü ve tansi¬yon ayarlayın olarak yararlanılmaktadır.
c) Köpük terapi ünitesinde; su köpüğü kabarcıklarının cilt üzerinde patlatılması sonucu periferik sinirleri uyararak sakinleştirici bir etki ve bedensel gevşeme sağlanmakta, bu durum uykusuzluk, stres, hipertansiyon ve menapozun olumsuz etkilerinin giderilmesinde çok yararlı olmaktadır.
d) Masaj ünitesinde; tedavi amaçlı lokal ve total masaj, yüz ve boyun masajı, uyluk ve bacaklardaki fazla yağların eritilmesine yönelik antisellülit masajı vs. uygulanmak sure¬tiyle, derinin elastikiyetini ve aktivitesini çoğaltmak, sindiri¬mi hızlandırmak, sellülitler üzerinde kısa sürede gözle fark edilecek düzeyde olumlu sonuçlar almak mümkün olmakta¬dır.
e) Cilt ve kırışıklık bakım ünitesinde; termal suyun cilt
üzerine yaptığı etki sonucunda yüzeysel ölü tabaka uzman-
lar tarafından kaldırılmakta, gözenekler açılmakta, sivilce ve
lekeler için daha tesirli yöntemler tatbik edilmektedir. Ayrıca;
derin kırışıklıkların oluştuğu ciltlere uygulanan ampul teda-
visinde, ölü hücreler yenilenmekte ve cilt gerginleştirilip
dinçlik kazandırılmaktadır.
f) Saç bakım ünitesinde; doğal bitki özü, vitamin ve güç¬lendirici bileşimler kullanılarak saç kökleri canlandırılmaktadır.
g) Mask ünitesinde; doğal yosun ve bal kullanılarak cilt yumuşatılmakta, yosun maskesinin cildin derinliklerine ka¬dar işleyerek yüzün kanla beslenmesi ve canlılık kazanması
sağlanmaktadır.
h) Zayıflama ünitesinde; kasların ısıtılması yoluyla yo¬ğun ter akımı sağlanmakta, ayrıca zayıflatıcı etkilere sahip bitkisel karışımlarla, kişinin bedenindeki yağlı bölgelerde be¬lirli sürede incelme elde edilmektedir.
2. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi: Bu merkez¬de, yine uzman doktor ve fizyoterapistlerin denetiminde, ro-matizmal, nörolojik, ortopedik ve spastik sorunların, sinir zedelenmelerinin, kireçlenmelerin ve benzeri hastalıkların tedavisine yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Örneğin;
a) Hot and cold pack; lokal olarak çekilen ağrının azal-
tılması, yumuşatılması ve eklem hareket kabiliyetinin arttırıl-
masında etkilidir. Kronik burkulma, yaralanma, kırık ve ro-
matizma! hastalıklarda kullanılmaktadır.
b) Ultrason; termal ve mikromasaj etkiye sahip yaralar-
' da doku iyileşmesi, ezilme, burkulma, bağ yırtıkları, kırık-çı-
kık sekelleri ve kan dolaşım bozukluklarında yararlı olmakta¬dır.
c) Tens; akut veya kronik ağrıların tedavisinde kullanıl1 maktadır. Yaygın adale ağrılarında, siyatiğe dayalı ağrılarda etkilidir.
d) Kısa dalga diatermi; metabolizmayı düzenleyerek do¬lanımı arttırmakta, ter bezlerini uyararak adaleleri gevşet¬mekte ve tansiyonu düşürmektedir. Ağrıların giderilmesinde, dolaşım bozukluklarında, bakteriyel enfeksiyonlarda, trav-matik ve iltihabi durumlarda etkili olmaktadır.

e) Enfraruj; duyu sinirleri üzerinde etkilidir. Dolaşımı arttırmakta, kasları gevşetmekte, ağrıyı azaltmaktadır. Terle¬meyle zararlı maddelerin vücuttan atılmasını sağlayan bu uy¬gulama, romatoid artrit, sinüzit, bronşit, ezilme, burkulma ve kırıklarda kullanılmaktadır.
f) Lazerr kan dolaşımını hızlandırarak metabolizmayı uyarmaktadır. Ülser, yanık, kırık, spor yaralanmaları, spazm ve kronik ağrılarda etkilidir.
g) lnterferansiyel akım; bel ağrısında, kas sertliğinde,
ağrı giderilmesinde, dolaşımın arttırılmasında, yeni oluşan
yaraların iyileştirilmesinde uygulanan bir elektroterapi yön-
temi olarak çok etkilidir.
h) Whirlpool; dolaşım bozukluklarında, kırıklarda alçı-
lanma sonrası meydana gelen sertliklerin giderilmesinde, ke-
mik ve eklem yaralanmalarında, yanık veya yaralanma sonu-
cu oluşan sert dokularda, şiş ve sert eklemli artritlerde kulla-
nılmaktadır.
ı) Ultraviyole; derinin kanlanmasını sağlayarak bakteri¬leri yok etmekte ve enfeksiyona karşı direnci arttırmaktadır. Tonik etkisi sonucu iştahın açılmasında, uykunun düzenlene¬rek gerginliğin azaltılmasında yararlı olmaktadır.
i) Ayrıca; traksiyon, parafin banyosu, diadinamik akım,
baker (MZB), akupunktur ve bioenerji, böbrek taşı kırma ve
benzeri ünitelerde, kendi konularıyla ilgili en son teknoloji-
nin kullanılması suretiyle hizmet verilmektedir.
Tesise, Emekli Sandığı, SSK, Bağ-Kur ve özel sigortalı olanlar da sevk yaptırabilmektedirler.
3. Club Akronium: Bu özel bölüm, başta tesisin konak¬lama kısmı olmak üzere, akla gelebilecek her türlü sosyal ve sportif aktivitenin yer aldığı bir bölümdür. Açık ve kapalı yüzme havuzlarında kullanılan termal su özel olarak arıtıl¬mış ve dezenfekte edilmiştir. Türk hamamında ve tüm oda¬larda kullanılan suyun sıcaklığı 30-33uC'dir.
Termal Resort Oruçoğlu, 306 odada 624 yatakla hiz¬met veren, dört yıldızlı büyük ve modern bir tesistir. Kütah¬ya yolunun 14'üncü kilometresinde, İnaz köyü hudutları için¬de yer almaktadır. Termal suyun otelin her yerinde kullanıldı¬ğı tesiste hiçbir şey unutulmamış olup, günlük yararlanmak isteyenlere Afyon kent merkezinden her saat başı ücretsiz servis kaldırılmaktadır.
Şehir merkezinde yer alan iki yıldızlı Oruçoğlu Otel de aynı gruba dahil bir oteldir. 44 odada 112 yatak kapasitesine sahip otelin ayrıca 13 suit odası bulunmakta, otel müşterileri için Otelde kalanlar için, Oruçoğlu Termal Tesisleri'ne düzen¬li seferler yapılmaktadır.
Oruçoğlu Doğal Kaynak Suyu: Ahlatlı yöresindeki Gazlıgöl ormanlarından kaynayan bu su, 2000 yılından bu ya¬na ekonomiye kazandırılmak amacıyla şişelenmekte ve satışa sunulmaktadır. Üretim; Afyon-Seyitgazi karayolunun 40'ıncı kilometresinde, Basırlar köyündeki modern şişeleme tesisle¬rinde yapılmaktadır. Oruçoğlu Doğal Kaynak Suyu, sertlik de¬recesi 7.2 pH olan, sağlıklı ve içimi lezzetli bir sudur.
Şifalı sıcak su kaynaklarının bulunduğu sayılı ilçeleri¬mizden biri de Sandıklı ilçesidir. Burada bulunan Hüdai Kap¬lıcaları, diğer adıyla 'Hüdaî Termal Turizm Merkezi'.'sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en ünlü kaplıcaları arasındadır. Bu da, kaplıcanın sağlık turizmi açısından önemli bir yer edinmesine ve ününü yurt dışına taşımasına neden olmuştur.
Kısaca 'Sandıklı Kaplıcaları' diye de anılan Hüdaî Kaplı¬caları, ilçenin 8 kilometre güneybatısında, denizden 1000 metre yükseklikte, Timur ve Alikaya tepeleri arasındaki düz¬lüktedir. Çok eski zamanlarda Romalılar tarafından kullanıl¬dığı biliniyorsa da, tarihçesi hakkında kesin bir bilgi yoktur.
Debisi yüksek ve suyu sıcak olan bu kaplıca, minerali-zasyonu düşük ılıca ve içmeler grubuna dahildir. Şifa etkisi fazla, radyoaktivitesi çok yüksek olan kaplıca suyunda; sül¬fat, bikarbonat, sodyum ve kalsiyum bol miktarda, bromür, karbondioksit, arsenik ve radon ise önemsenecek miktarda bulunur. Suyun temperatürü 62-68°C, çamur suyunun sıcaklı¬ğı ise 64-70°C arasında oynamaktadır. Radyoaktivitesi 13-25 eman arasında değişkenlik gösterir. pH değeri 6.6-7 olup, to-tal mineralizasyonu 1.952-2.458 mg/lt. arasında değişmekte¬dir.
Banyo tedavisi; artroz, romatoid artrit, spondilit, siya¬tik, mialji, salpenjit, overit, metrit, parametrit ve adneksit gi¬bi kadın hastalıklarına iyi gelir.
Buhar banyosu; ruhsal yorgunluklar, sinirsel gerginlik¬ler ve dolaşım sisteminin fonksiyonel bozukluklarına yararlı¬dır.
Çamur tedavisiyle; nevralji, nevrit, polinevrit, kınk-çı¬kıklar, çocuk felçleri ve muhtelif kadın hastalıklarına şifa ara¬nır.
Bu yörenin bütün maden suları alkalik ve toprak alkalik, acı bikarbonatlı sular grubuna girer. Farklılıkları sadece rad¬yoaktiviteleri ve taşıdıkları karbondioksit miktarından ileri gelir. Pek çok hastalığa iyi geldiği tıbbi olarak kanıtlanmış Sandıklı Hüdaî Kaplıcalarının kaynak sularını, bu tespitler doğrultusunda üç grupta incelemek doğru olacaktır.
Birinci gruba dahil; buğu kaynağı, kükürtlü kaynak ve 'Vali havuzu' da denilen çelikli kaynak suları, içerikleri bakı¬mından birbirlerine yakın özellikler gösterirler. Son ikisinde, az miktarda, fakat yine de belirli bir düzeyin üzerinde kar¬bondioksit tespit edilmiştir.
İkinci gruba; üstü kapalı 'Çeltikli Hamam', asri çamur suyu, kadın çamur suyu, erkek çamur suyu ve tek banyolular girmektedir. Bu grup sularda karbondioksitle birlikte önemli ölçüde radon düşüklüğü tespit edilmiştir. Diğer taraftan, bi¬rinci ve ikinci gruba giren bütün sularda florür saptanmıştır. Sandıklı yöresinin sıcak suları, halk tarafından genellikle ağ¬rılı sendromlarda değerlendirilmektedir. Bu bölgede bulunan ve maden suyunun karışımıyla oluşan çamurlar, suyun ısısı ve diğer nitelikleri nedeniyle çamurun sıcağını uzun süre ko¬ruyabilme özelliğine sahiptir.
Üçüncü ve en büyük grubu ise; kaynak sularının roma-tizmal hastalıklarda kullanılması durumu oluşturur. Bu has¬talıkların çok değişik türleri bulunduğu bilinmektedir. Özel¬likle yaşlılarda ve âdetten kesilmiş kadınlarda görülen ve de-jeneratif eklem romatizması diye adlandırılan türlerde, yer¬leşme noktası vücudun neresinde olursa olsun, su ve çamur uygulaması tercih edilir. Ancak, uzun süre devam eden ve ek¬lemlerde şekil bozukluklarının ve eklem sıvısı hastalıklarının oluşturduğu iltihaplı romatizma çeşitlerinde dikkatli olun¬ması tavsiye edilmektedir. Bu konuda, ayrıcalığına girmeden bir hasta için pratik olarak şu hususlar önerilmektedir:
Hastalığın aktif ve durgun devrelerine uyacak şekilde, eklemde sıvı toplanmadığı zamanlarda ve kireçlenmelerin hâkim olduğu dönemlerde uygulama yapılması doğru olacak¬tır. Aksine, eklemlerde sıvının toplandığı, ağrıların çok şid¬detli olduğu, kanda iltihabi bulguların arttığı, hastalarda ha¬fif ateş, bitkinlik ve renk solgunluğunun görüldüğü devreler¬de ilaç tedavisine başvurulmalıdır. Hasta kürlere gönderil-mez. Bu devre medikal tedaviyle söndürüldükten ve kan bul¬gularının kısmen kararlı bir hal almasından sonra, hastanın kalp, mide, bağırsak, karaciğer vs. iç organlarında kür için kontr-endikasyon oluşmadığı takdirde yeniden kür uygula¬ması önerilir. Yumuşak doku romatizmalarında da, hastalığın alevli olmadığı devrelerde kür tavsiye edilebilir. Radyoaktif sularda sedatif etkinin daha fazla olması normaldir. Karbon¬dioksit taşıyanlarda ise, sıcağın etkisiyle birlikte periferik da¬marların açılması ve bunun sonucunda kanın yüzeyleşmesi beklenmelidir. Bu etki, tansiyonu düşük olanlarda yakından takip edilmesi gereken bir husustur. Çok sıcak sularda kanın büyük bir kısmının iç organlardaki dolaşımdan çekilerek çev¬reye aktarılması, hayati organlardaki kan basıncının azalma¬sına neden olabilir ve bu da hipovolemik şoklara yol açabilir. Ayrıca, gut antropatilerinde olduğu gibi, artan kriz devrele¬rinde de sular endikasyon kazanır.
Modern tıbbi cihazların ve uzman doktorların yer aldı¬ğı kaplıcada; büyük havuz, ön kükürtlü, arka kükürtlü, kadın¬lar çeliklisi, erkekler çeliklisi, nurlu havuz, perili havuz, mer¬mer köşk ve vali havuzu isimlerinde dokuz adet genel havuz bulunmaktadır. Ayrıca; çamur banyosu için iki adet terapi ha¬vuzu, doğal buhar banyosu için de yeterli miktarda sauna vardjr.
Sandıklı kaplıcalarındaki çamur banyoları yöreye özgü bir özellikle hazırlanmaktadır. Dışarıda biriktirilen killi top¬rağın geniş havuzlara doldurulmasını müteakip, bu havuzlar¬dan ılıca suyu sürekli olarak 8-10 saat akıtılır ve bu suretle 40 - 45°C sıcaklıkta bir çamur elde edilir. Çamur banyosu, Türki¬ye'nin en iyi çamur banyolarından biridir. Her gün binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Kaplıcaya; sağlıklarına kavuşmak isteyen Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur'lu hastalar da gelebilmektedir.
Sandıklı Belediyesi, bu yoğun talep karşısında, eski ote¬lin yakınlarına yeni ve büyük bir otel daha yapmış, kapalı ter¬mal havuzun yanına, yaz aylarında da kullanılmak üzere bir de açık havuz ilave etmiştir. Kaynakta 68°C olan su sıcaklığı¬nın, havuzda 40°C'ye düştüğü gözlenmiştir.
Yakın zamanda 'Hüdaî Termal Turizm Merkezi' adını alan kaplıcanın toplam yatak sayısı 2100 civarındadır. Yine kaplıca mevsimi sırasında 300 kadar çadır da kurulmaktadır. Ziyaretçilerin her türlü sosyal gereksinimlerini karşılayacak tesislerin yanı sıra, gelenlerin piknik yapabilmelerini temin amacıyla yirmi dönümlük çamlık bir alan yeniden düzenlen¬miştir.
Konaklama için belediyeye ait iki otelden yararlanılabi¬lir;
a) Hüdaî Kaplıca Oteli; İki yıldızlı olup, 32 odada 64 yatak kapasitelidir.
b) Termal Yeni Otel; Üç yıldızlı olup, 132 odada 264 yatak kapasitelidir.
Afyon'daki sıcak su kaynaklarının çokluğu, sadece be¬lirli ilçelerle sınırlı kalmayıp kent merkezi yakınlarına kadar sokulmalarıyla kendini belli eder. Bu da, bölgenin jeotermal alanının ne kadar geniş olduğunun bir götergesidir.
Afyon-Merkez ilçe sınırları içinde yer alan; Mehmet Ağa Ilıcası ile Ilıca Kaplıcasının yanı sıra, ünlü Avşar Ma¬den Suyu'ndan söz etmeden geçmek olmaz. Bu sular, yerel olmakla birlikte, yıllardır bölgeye hizmet vermiş kaynaklar¬dır. Bölgede ayrıca, aşağıdaki içme ve kaplıcalar bulunmakta¬dır:
Acısu İçmesi: Kent merkezindedir. Mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelen bir sudur.
Yeşil Depir Köyü İçmesi: Afyon'un 5 kilometre doğu¬sunda bulunan bu şirin köy, şifalı sularıyla meşhurdur. Özel¬likle yaz aylarında kalabalık halk topluluklarının istilasına uğrar. Suyu; sindirim sorunlarını, karaciğer, mide ve safra ke¬sesi rahatsızlıklarını giderici özelliklere sahiptir.
İkbal Termal Tesisleri: Afyon'dan gelip geçen herke¬sin tanıdığı İkbal, kente 9 kilometre mesafede, Afyon-lzmir ve Kütahya yol ayrımında yeni bir termal tesisi faaliyete ge¬çirmiştir.
ikbal Termal Tesisleri'nde kaplıca suyunun sıcaklığı 42°C'dir. Su; klorür, sodyum, kalsiyum, magnezyum, demir ve alüminyum iyonlarını içermekte ve içinde hiçbir toksit mad¬de bulunmamaktadır. Tesisin, Spor Travmatoloji ve Rehabili¬tasyon Merkezi (SPORTREM)'de; Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi uzmanlarının denetiminde cilt bakımı için yosun maskeleri, diyet için kişiye özel beslen¬me programları, vücudu rahatlatmak ve yumuşatma için bit¬ki, süt, papatya ve kekik banyoları, güzellik ve deri hastalık¬larına yönelik çamur banyoları uygulanmakta, bunun yanı sı¬ra ağrıları giderici, sakinleştirici ve vücudun forma girmesini sağlayıcı masajlar, kireçlenmeler, eklem hastalıkları, kas ro¬matizmaları, bel-boyun fıtık ve ağrıları, migren ve baş ağrıla¬rı, her türlü eklem ameliyatları sonrası rehabilitasyon, özel¬likle artroskopi ve total diz ve kalça protezleri sonrası reha¬bilitasyonu, eklem sertlikleri ve hareket kısıtlıklarının tedavi¬si yapılmaktadır. Ancak, İkbal Termal Tesisleri'ne şevkli has¬ta kabul edilmemektedir.
Beş yıldızlı İkbal Termal Otel ise; 286 odada 604 ya¬tak kapasitesine sahiptir. Bunların bir kısmını özel suit oda¬lar oluşturmakta, otel bünyesinde ayrıca engelli hastalar için düzenlenmiş odalar da bulunmaktadır. Odalarda 24 saat sı¬cak su vardır ve müşteriler açık ve kapalı yüzme havuzların¬dan yararlandıkları gibi, otelin diğer bütün sosyal ve sportif imkânlarından sınırsız şekilde istifade etmektedirler.
Bu arada, normal bir otel olmasına rağmen, il dahilinde¬ki kaplıcalara gitmek isteyen müşterilerine ücretsiz ulaşım imkânları sunan iki yıldızlı Pamukkale Otel ve Dinlenme Te¬sisleri (Afyon PlazaVdan da kısaca söz etmek gerekir; Afyon-lzmir karayolunun 10'uncu kilometresinde yer alan bu tesi¬sin 44 odasında 104 yatak kapasitesi mevcut olup, ayrıca 12 suit odası bulunmaktadır.
Görüleceği üzere; Afyon ili dahilindeki kaplıcaların he¬men hepsinde yeterli konaklama olanaklarının bulunduğu bir gerçektir. Ancak, yine de gerekli tüm bilgiler Afyon Turizm Danışma Bürosu'ndan temin edilebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder