8 Nisan 2010 Perşembe

Antalya

ANTALYA
Antalya, tarihi ve doğal güzellikleri açısından yurdumu¬zun en önemli illerinden biridir. Yoğun yaşanılan hareketlilik, ülke çapında turizm girdilerinin hesaplanmasında ve bütçe¬nin dengelenmesinde baz alınacak ölçüdedir. Antalya'nın bu çok önemli görüntüsünün arasında sağlık turizmine yönelik faaliyetleri de gözardı edilmemelidir. Yörede bulunan kaplı¬ca, içme ve bazı mağaraların insan sağlığına olan yararları dikkat çekecek derecede büyüktür.

Şifa dağıtan bu yerlerin başında, Alanya'daki Damlataş Mağarası gelir. Bilindiği gibi, kimi mağaraların havası, kimi¬sinin çamuru ya da suyu şifalıdır. Dolayısıyla, her bir mağara farklı hastalıklara iyi gelmektedir. Sarkıt ve dikitleriyle bir doğa harikası olan Damlataş Mağarası da astım hastalığına iyi gelmektedir. Şehir merkezinde, yalçın kayalıklı bir burnun ucunda ve denizden 70 metre içeridedir. Deniz seviyesinden aşağıda olan mağara, çok sayıda astım hastasının rağbet etti¬ği bir yerdir.
Yerli ve yabancı turistlerin de ilgisini çeken Damlataş Mağarası; arkeologlar tarafından M.Ö. 10-15 bin yılları arasın¬da tarihlendirilmektedir. 1948 yılında, Alanya iskelesinin ya¬pımında çalışan taş işçileri tarafından, bir dinamitin patlatıl-ması sırasında tesadüfen keşfedilmiştir.
?a tam
Mağara; 15 metre yüksekliğinde olup, iki gözlüdür. Sar¬kıt ve dikitlerle süslü olan birinci gözden, 6 metre kadar aşa¬ğıda bulunan ikinci göze bir merdivenle inilir. Tabanı kumla örtülüdür. 200 metrekarelik bir alana ve yaklaşık 2000 met¬reküplük bir hacma sahiptir. Duvarlarının kalınlığı 10 metre civarında olduğundan çökme tehlikesi bulunmamaktadır. Yağmur yağdığı zaman, beş ay süreyle sarkıtlardan su damla¬dığı için, mağaraya 'Damlataş' adı verilmiştir. Damlataş Mağa-rası'nın bugünkü değerini kazanmasında, ona bu adı veren rehber Galip Dere'nin emeği fazladır.
Mağara loş ve rutubetlidir. Karbondioksit gazı oranı 0.5, yaz-kış değişmeyen sıcaklığı ise 22-23°C'dir. Nem oranı, mev¬simine göre % 90 ilâ % 100 arasında değişiklik göstermekte¬dir.
ilk hastanın 1 Eylül 1954 tarihinde kabul edildiği Dam¬lataş Mağarası; havasının sıcaklığı, nem oranının yüksekliği ve içerdiği karbondioksit, oksijen, azot ve az miktardaki rad-yoaktivitesiyle, anfizem, allerjik olmayan astım 'nefes darlı¬ğı' ve müzmin bronşit hastalıklarına karşı gayet etkilidir. 40 -60 yaş arası hastalara 4'er saatlik seanslar halinde 21 günlük bir kürün yeterli olacağı öngörülmüştür.
Damlataş Mağarası'nı ziyaret edecek kişiler için iki ayrı giriş ücreti uygulaması yapılmaktadır. Sağlık kürlerine katıla¬cak olanlar, turistlerden farklı olarak girişte sembolik bir üc¬ret ödemektedirler.
Alanya ilçesi, Akdeniz kıyı şeridinde yer alan en büyük ve en güzel ilçelerden biri olduğu için, konaklama olanakları bakımından ziyaretçilere sıkıntı çektirmeyecek bir konumda¬dır.
Modern turistik tesisler, moteller, pansiyonlar vs. bol miktarda vardır. Yine de yöre hakkında bilgi almak isteyenler Alanya Turizm Danışma Bürosu'na müracaat edebilirler.
Alanya'dan Mersin yönüne doğru uzanan karayolu, Ma¬navgat'ı geçtikten sonra Gazipaşa ilçesine de uğrar ki, bu il¬çemiz de şifalı su kaynaklan bakımından önemli yerlerden biridir. Yöredeki kaplıcaların belli başlıları şunlardır:
Cevinde Kaplıcası: Gazipaşa ilçesine 25 kilometre uzaklıkta, Cevinde köyündedir. Cilt hastalıklarına, siyatik ve romatizmaya iyi gelen bir suyu vardır.
Sınat Deresi Kaplıcası: Gazipaşa'dan Alanya yönünde hareket edildiğinde, sağa ayrılan 26 kilometrelik bir dağ yo¬luyla ulaşılan Ilıca köyündedir. Konaklama tesisinin bulun¬madığı kaplıcanın çeşitli hastalıklara yararlı olduğu söylen¬se de, insan sağlığı üzerine spesifik bir etkisi yoktur. Kaplıca suyunun sıcaklığı 24.5-25°C'dir.
Sarısu İçme ve Kaplıcası: Aynı yörede yer alan önem¬li kaplıcalarımızdan biridir. Ilıca köyüne birkaç kilometre uzaklıktaki bir yamaçtan kaynamaktadır. Suyunun içeriğinde bol miktarda karbondioksit ve radyoaktif elementler bulunur.
Sıcaklığı 16.5°C'dir.
İçme tedavisi; karaciğer, mide, bağırsak ve safra kese¬sinde salgıyı ve devinimi arttırmakta kullanılır. Diyabet 'şe¬ker hastalığı'nın ilerlemiş durumlarında olumlu sonuçlar ver¬mektedir. Ayrıca, pankreas üzerinde düzenleyici ve idrar miktarını yükseltici etkisi vardır. Banyo tedavisi ise; kadın hastalıklarının iyileşmesinde çok önemli rol oynar.
Sarısu Kaplıcası'nda; genel tedavi havuzları, özel ban¬yolar ve diğer yardımcı tesisler bulunmaktadır. Konaklama ise mümkün değildir. Bu konuda bilgi almak isteyenler, en ya¬kın Manavgat-Side Turizm Danışma Bürosu'na müracaat ede¬bilirler.
Antalya'nın en yoğun turistik beldelerinden Kemer'de de şifalı sıcak su kaynaklan bulunmakta ve tam tedavi amacına yönelik olmasa da, turistler tarafından yine de ziya¬ret edilmektedir.
Şeytan Mağarası Şifalı Suyu: Kemer ilçesinin Adrasan Koyu'nda bulunan Suluada'dadır. Günübirlik motor turlarıyla ulaşılması mümkün olan adaya yolculuk 1 saat kadar sürmek¬tedir. Adadaki Şeytan Mağarası'nın içinden kaynayan bu suya 'Yalancı Kaynak' da denmektedir. Aç karnına içildiğinde, su¬yunun böbrek taşlarını düşürücü özelliği olduğu, olaya biz¬zat şahit olan yöre halkı tarafından söylenmektedir.
Sazak Suyu: Suluada'nın kuzey yönündeki, doğal bir havuz görünümündeki Sazak limanından kaynayan suyun da barsaklara iyi geldiği ifade edilmektedir.
Hotel MaBiche Thalassotherapy Merkezi: Kemer il¬çesinin Göynük beldesinde bulunan MaBiche Hotel bünyesin¬deki bu tedavi merkezinden söz etmeden geçmek doğru ol¬maz. Türkiye'de ancak bir iki yerde uygulanan bu tedavi, din¬lence ve tatil olanaklarının yanı sıra sağlığa yönelik çalışma¬ların da yapılmasına olanak vermektedir.
Kökeni eski Yunan kültürüne kadar uzanan Thalas¬sotherapy başlıbaşına bir yaşam tarzıdır. Yunanca'daki 'Tha-lasso'deniz ve 'Therapy' bakım sözcüklerinden oluşan ve gü¬cünü Akdeniz'in engin sularından alan bu etkin tedavi yönte¬mi, Türkiye'nin sayılı thalassotherapy merkezlerinden Hotel MaBiche Thalasso Poseidon'da dünyanın önde gelen uzman¬larının kontrolünde uygulanmaktadır.
Thalassotherapy; yorucu ve yıpratıcı yaşam tarzının et¬kilerini gideren, stres, bezginlik, ruhsal yorgunluk, psikolojik rahatsızlıklar, dolaşım bozuklukları, eklem ağrıları, nefes darlığı, cilt ve uykusuzluk sorunlarından tutun da, fazla kilo¬lara kadar pek çok sorunun üstesinden gelebilen ideal bir çö¬zümdür. Thalassotherapy ile vücut forma girer, ritm düzen kazanır. Estetik, bakım, güzellik kürleri ve doğum sonrası ba¬kımları, ayrıca erkekler için anti-stres kürlerinin yarattığı mu¬cizelere tanık olunur.
Thalassotherapy'de, açık denizin derinliklerinden en saf haliyle çekilen deniz suyundan yararlanılır. Deniz suyu, içerdiği oligo-elementler ve minerallerden en yüksek düzey¬de yarar sağlanabilmesi için 30°C'ye kadar ısıtılarak, vücuda çeşitli biçimlerde kür olarak uygulanır. Ek olarak uygulanan ve tedaviye dahil edilen yosun kürleri, oligo-elementlerin ve minerallerin vücuda mükemmel biçimde nüfuz etmesine yar¬dımcı olur, teni besler, yumuşatır ve canlandırır.
Bölge hakkında her türlü bilgi, Kemer Turizm Danışma Bürosu'ndan alınabilir.
Korkuteli ilçesinde bulunan Korkuteli İçmesi de, su¬yunun çeşitli hastalıklara iyi geldiği söylenilen1 bir içmedir. Yöre halkı tarafından hayli rağbet görmektedir.
Antalya'nın Kaş ilçesine bağlı Demre 'Kale' bucağında ise, bir başka ünlü su, Demre İçmesi bulunmaktadır. Kaş'a 39, Demre'ye 5 kilometre uzaklıktaki bu su, bucak merkezi¬nin güneyindeki Çayağzı mevkiindedir. İçerikleri birbirine çok benzeyen iki kaynaktan, yani Çamurlu Kaynağı ile Barut-lu Kaynağı'ndan kaynamaktadır. Doğu yamacında olana 'Bur-guç Suyu' da denmektedir.
Birinci kaynak; klorür, sodyum, magnezyum, bromür ve kükürtlü hidrojenli, ikinci kaynak; klorür, sodyum, bromür, hidrojen sülfürlüdür. Her ikisinin temperatürü 15°C, pH değe¬ri ise 7.4'dür.
Demre içmesi; debisi çok bol olan bir sudur. Total mine¬rali zasyo nu 11 gramın üstündedir. Kalevi ve toprak kalevili, tuzlu, hafif kükürtlü bir maden suyudur. Sindirim sistemi üzerinde laksatif etkisi vardır. Az miktarda alındığı takdirde, mideden başlamak üzere bütün gastro-intestinal sistemin ve annekslerinin motor ve sökretuvar fonksiyonlarını hızlandı¬rır. Organizmadan su çeker ve dışarı atar. Bu nedenden dola¬yı rezolütif özelliği göz önüne alınarak uygulanmalıdır. Lak¬satif etkisi, bazı bağırsak parazitlerinin dışarı atılmasında ya¬rarlı olabilir.
Özellikle yaz aylarında çok kalabalık olan içme alanının çevresi, beton duvarlarla çevrili olup, suyun içilmesi için çok sayıda çeşme yapılmıştır. Yakınlarında pansiyon türü konak¬lama tesisleri bulunsa da, yine de en doğru bilgi, Kaş Turizm Danışma Bürosu'ndan alınmalıdır.
Çağlarsu Doğal Kaynak Suyu: Antalya'nın Finike ilçe¬sinin Turunçova yöresinde, Bey Dağlarımın doğal güzellikle¬ri arasından tarihi geçmişi yansıtan Arykanda antik kenti ya¬kınlarında kaynayan bir sudur. Bölge halkına kesintisiz hiz¬met etmiş ve 3000 yıllık tarihsel süreç içinde 'Kralların Suyu' diye anılmıştır. Suyun kantitatif analiz raporu Freilburg Üni¬versitesi'nden onaylıdır. 1999 yılından bu yana, Arif köyün¬deki Badıl kaynağından dolumu yapılan suyun sertlik derece¬si 7.95'dir.
Ceysu Doğal Kaynak Suyu: Antalya'nın Tekirpı-nar/Saklıkent yöresinden kaynayan bu menba suyu da, 8.2'lik pH değeri ve 10.8 Fr° toplam sertlik derecesiyle, özellikle Al¬manya'ya ihracı yapılan bir kaynak suyudur. Türkiye'deki do¬ğal kaynak suları arasında sertlik derecesi en yüksek sular¬dandır.
Tüm güzelliklerin bir arada yaşandığı Antalya'da, yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olan tarihi ve doğal güzellikle¬rin yanı sıra şifalı su kaynaklarının da hakettiği yeri alacağı¬na inancımız tamdır. Bölge hakkında her türlü bilgi Antalya Turizm Danışma Bürosu'ndan temin edilebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder